SIRLI BU ALEM
Üçler yediler hem, devamı kırklar
Başıboş değildir, sırlı bu âlem Yedi kat tabaka, göller ırmaklar Pek çok mahlukat’la, dolu bu alem..! Okunur her yüzde, Esma-ül Hüsna Nebiler göndermiş, Hâlık her Asra Yüklenmiş görevi, insan en başta Secde edenlerle, dolu bu alem..! Yaratan yaratmış, ölçüp biçerek Hava su toprağa, canlar ekerek Melekler sırtlanmış, görev bilerek Cennetten numune, dolu bu alem ..! Kardeş gibi yaşar, güneş ile ay Yer kürede hesap, sorar kula fay Geçer aylar yıllar, güç yeterse say Çeşit çeşit diller, dolu bu alem ..! Sırrına varmak ne, mümkün bu işin Kaderle örtülmüş, üstleri qizin Kalp görür Rabbimiz, verirse izin Hissi kablel vuku, dolu bu âlem..! Eksik etmezler hiç, adını dilden Resule ümmettir, onlar ezelden Gayb’ın askerleri, kaçmaz görevden Pir-i mugan veli, dolu bu alem..! Sanadır niyâzlar, açılan eller Rıza-i ilahi, istek emeller Kainat ağzında, duada diller Bin bir çeşit canlı, dolu bu alem..! Kul Ahmed-im Aklım; Ermez bu sırra Nefsime yenilip, düşerim zora Olmazsa yardımın, alırım yara Hızır dostlarıyla, dolu bu alem Ahmet Ali Canbaz 14/09/2024 |