İstanbulİstanbul ki, bir metafordur şimdi zamana açılan pencerelerden martıların kanat çırpışlarında saklı duran bir hüznün adıdır ve ben ki, bir yolcuyum sadece iskelelerin merdivenlerinde her vapur düdüğüyle çoğalan bir hatıranın izini sürerim şehir, kadim bir kitaptır belki de her satırında başka bir hikâye simitçinin gözlerinde okunan geçmiş zamanların muamması yalılar ki, birer şahittir artık sulara düşen akşam kızıllığına pencerelerinde yankılanan ses kaç asırlık sessizliği böler ben miyim yoksa şehir mi değişen? sorarım her köprü geçişimde cebimde eksilen para gibidir zaman, azaldıkça çoğalan şey ve İstanbul, bir şiirdir nihayette mürekkep lekesi gibi yayılan her dizesinde ayrı bir yalnızlık taşıyan kadim bir mısra gibi ben ki, şimdi bu şehrin şairiyim ya da şehir, benim şiirimdir belki her köşesinde başka bir metafor saklayan bir imgenin ta kendisi Turgay |