Suskunluğun Tepesinde
Güneş batmadan doğardı
Gözlerimdeki gözlerinin dolunayı Gökyüzünde sihrinin gücüyle Büyülü geçerdi sen diye bütün gece Yarı uykulu yarı uyanık Sabahları güneşle uyandırırdı Nöbet değiştiren hasret kuşları İçimdeki varlığın üşümesin diye Kış gelmezdi bende hiç Çatlayan ellerim olurdu sadece Sıcaktı hep aylar ansızın gelip geçen İsminle kalbim hep çocuk tadındaydı Ne dolunay ne akşamlar Razıydım sessiz seni bekleyişe Şimdi yazı olmayan geceler Bu sürgün viran ülkemde kalıcı Hiç söylemediler bendeki seni Bilemediler yoklukta Terk edilmiş yürekte Giden nasıl sevilir diye Yıllarca yokluğunun denizinde Görmezden gelmene rağmen Tertemiz tuttum seni içimde Nefessizce sensizce Çırpındıkça şimdi derinlerde Sen yaktın son sözlerinle Kulaç atmaktan geçtim hasretine Sevdamı emeğimi hayallerimi Bir dalgaya verdim kayboluyorum Bir akasya ağacı altında Sırtımı dayamışım uzunca Sessiz ve sensiz kalmaların Son suskun cümlelerindeyim Hani arar sorarsan belki Ya sonrası? Sürgün yemiş nefesimle Hasretinin en tepesi Uçurumun en uç yerindeyim 🩸Okyanusun Sessizliği🩸 15.11.2024 Son damla |