Ezelden
Ezelden
Dilenciyim, Şems’in kucağında, sevdanın türküsünde, Bir yudum çay sohbetinde, buluna bilmenin dilencisiydim. Okyanusların üstadı Yunus’un, lokmasının dilencisi, Karanlık denizleri aydınlatan nefesinin dilencisiydim. Uçsuz bucaksız çölde bir çiçeğin göz yaşınan sarılmış, bir kum tanesi gibi, Bir avuç toprağa kanaat, edebilmenin dilencisiydim. Musa’nın elindeki sihirli değneğin dilencisi, Hakkın kapısına bıraktığı, takunyalarının dilencisiydim. Martıların kanatların daki ahengin dilencisi, Minarenin ince belindeki sesin dilencisiydim. Kuşların piri yusufun kuyudaki namesinin dilencisi, Yakubu evladına kavuşturan gömleğinin dilencisiydim. Yoksulluğun zirvesinde, eksik ve yarım kalmışlığın dilencisi. Belki de doğru yerde, yanlış parçayla takılmışlığın dilencisiydim. Ezelden dilenciydim çünkü, Hayatın Yapboz tablosunda, tamamlana bilmiş olabilmenin, dilenciliğine gelmişliğim içindir. Satürngül |
her şey umduğunuz gibi olsun
saygı ile