TOPRAĞIM KADERİM DEĞİL, KEDERİMDİR BUNDAN SONRA
( İster killi ol, ister humuslu)
Ansızın bir yaprak düşer ayaklarına. Omuzlarında hissedersin yükünü. Küçücük bir yaprak dersin. Ne kadar ağır olabilir ki? Hem ömrünün yazında, Bu kopuş da neyin nesi? Zamansız bir şiir nasıl düşerse yüreklere, Zamansız kopuşlar hatırlatır kederini. Bu coğrafyada ’Kader’e’ yer yok! ’Keder’ var diye fısıldaşır toprak... İlk kadınlar koparılır dalından. Sökülür kökleri vatanından. Tam bitti derken, yeniden doğurur toprak tohumunu... Şaşar kalırsın! Sen haykırırken avaz avaz sustuklarına, Kara’lar giyer insanlık, Sarılar bağlar doğa. İki damla göz yaşına sığınmış derin bir hüzün, Ok gibi batar göz kapaklarına. İçerden dolar taşarsın da, Bir türlü akamazsın dalında solanlara. Giden gitmiştir artık. Geçmiş ola... Kaçabilmek için kaderinden. Saçlarına tutunmuş yahut, Ayaklarına kapanmış bir yaprağın hikayesi düşer parmak uçlarına! Eğilirsin kaldırmak için. Tırnaklarınla yeniden batarsın toprağa. Eğildikçe büyürsün ’küçüldüm’ dediğin anda. Oysa ki; Minicik bir tohumun ağırlığında ezilebilirmiş insan, aç kaldığında... Ve ya; Başka diyarlara göç edebilirmiş, kardeş kanı aktığında. Söyleyin bana? Bu bir tek benim mi nazarımda? Onca havarisi varken Tanrılarınızın. Bu adaletsizlik bir tek ben mi umurumda? Hani Asya’ nın bağrından kopmuş Özce kız var ya? Türk kızı! Dil’inde türlü türlü hileler. Kılıçlar kuşanan bir zaman. Kılıçtan geçen sonra... Hangi örtünün altında korur iffetini. Ya da hangi firavunun nikahında aklar kendini, Bilinmez... Sorarım insanlığa? Dokuzuna yeni basmış, Kırkını görememiş zoraki bir kadının, ’Hayz’ mıdır umurunda olan, ’Haz’ mıdır yoksa? Ah Bilge kız, Ah Gülce kız, Bir zamanlar özgürce koşarken atını ’bakir’ vatanında, Bekaret bir tek topraklarınla anılırdı. Şimdi namusun, insanlık pazarında... Sır gibi saklarken kendini, ’Kapkara’, sözde zırhlar ardına, Kaç vergi gerekir teninin tek zerresine nefes aldırmaya. Kurdu gövdesinden menkul, Yemişi dalında kurutulmuş bir ağacı yaşatmak için, Kaç Coğrafya gezdirmek gerekir daha. Orta Asya’dan Anadolu’ya, Kaç iklim değiştirmeli, Ölüm kader sayılmayacaksa? Ne acıdır ki; Türlü türlü çiçekler sığdırıldı da saksılara, Bir tek insan (lar) sığdırılamadı dünyaya. Daha kaç savaş götürür bu adaletsizlik bilinmez! Kaç yaprak düşmeli daha dalından. Ve kaç asır susmalı, susabilir insan? Tek bir ’erk’ doğuracak dişi kalmadığında. Ben erkeğim diye övünüp gezinenler var ya, Hangi kadının kucağında sevilip okşanacak, Anaları bile ’yok’ sayıldığında... Sayenizde; ’Toprağım kaderim değil, Kederimdir bundan sonra...’ Özlem SABA www.ozlemsaba.com Özlem SABA’nın Şiir Kitapları; Münferit Aşklar, Aşk Kadından Öğrenilir, Beklenen Sevgiliye, Hoş Geldin Sevgilim, Beni Güzel Uğurla, Gül Bahçem, Aşkımdan Vurdular, Gül Kurusu Ölümler |