Sığıntı
Zaman yine içli
Yine çifte dönüyoruz bak Sen ben diğerleri ve aynı sallanan masa Sen bu hikayeyi eksilttin bir iki paragraf Ben geriye sardırdım bir kaç defa Gerisi Milanoda bir iki çay kahve içişi Londrada puslu kapalı bir iki sarılış Eyüpte kesif bir nargile dumanı Bir de öyle uzağa bakmıştın ki bilmem hangi şehirde Ne zaman nereye Ara ara yapıyosun bu artistliği O bakışınla yakına da baksan Tam öyle gözlerini kısarak Orta yerimden ayırsan beni Boşver özenle katlayabiliyoruz nasılsa kendimizi Üzerimizde merhametsiz bir kokteyl kokusu Bilirsin bu havalar ve bu mevsim bize bir kaç beden büyük gelir Çözülemeyen düğümleri geveleriz dişlerimizle Taşları oynatmadan kendimizi fazla sarkıtmadan Anladım ki yabancı dile çevrilemez bizim hikayemiz Payımıza ne düşer bilmem ama biraz şiirimsi Hem üç beş soruyla örtmeliyiz arada üzerimizi Vakit öldürdük diyelim çoğunlukla orada burada Kalanı can sıkıntısı Talihsizlik mi demeliyiz kesinlikle hayır Yaşamak tam da böyle bir şey Biz onun sığıntısı |
Hem bayramımızı, hem eserini kutlarım
Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal