RÜZGÂRIN KIZIRÜZGÂRIN KIZI Uzun bacakları gerilmiş bir yay, Sevimli, yerinde duramayan tay. Yıllar öncesinde yurduydu Altay, Dünyâya gelirken doğuyordu ay. Gecenin koynunda sessizce bir can, Nasıl inanılmaz bir şeydi o an. Susmuştu tüm evren, ne bir ses, ne söz, Derin, kuyu gibi iki badem göz Baktı etrafına şaşkınca, ürkek, Doğruldu yerinden dizleri titrek. Kişneyip, yaladı yavrusunu at, Sıcak soluğunda buhardı şefkât. Gümrah yeleleri parlak. simsiyah, Işıldadı henüz olurken sabah Özgürdü, koşardı hep doludizgin, Bağlıydı hayata, olmazdı bezgin. Sâhibi gem vurdu, tutup ağzına, Bağladı bez, perde oldu gözüne. Kendi gölgesini tepti, çiğnedi, İsyân etti ama, boyun eğmedi. Yaralı; sızlıyor gönül ağrısı, Terlemiş, titriyor, üşür sağrısı. Ardına bakmadı, dağlara koştu, Mahzun gözlerinde yaşlar ne hoştu... Hâlenur Kor |