AŞKALE AŞKIN KALESİKarasuyla aktı gitti, Ömür ağacımızdan dökülen yapraklar. Aktı su gibi ömrümüzle hatıralar, At gölünde kayboldu asude gençlik Kara çalının meyvesi lilik tadında, Buruk sevdamızı ayaza verdik. Kaban Dağı’nın eteğinde, Mermi toplayan çocuklar... Kolye yapardı eritip kurşununu, Takardı boynuna genç kızlar, Yeşeren umutlarla... Bir zamanlar rüzgarlar seni taşırdı. Yarpuz taşıyan meltemler, Yılancıkta yaban tezeği toplardı. Salınırdı alaca kargalar, kavak ağaçlarında. Tanıdıktın aşinaydın, Kimsesiz kuşlara aşiyandın. İkilmlere mevsimlere uzak yerlere, Şaha kalkmış dor atların üzerinde, Vakurla dirayet taşıyandın. Tozlu ve karlı yollarda Boz ihramlı nenemdin, Öküz arabasıyla mermi taşıyandın... Poyrazlarla yarışan şahbazları gördüm. Sonra ayakkabısının topuğuna basan, Kaytan bıyıklı abıgıları... Ağabeyleri yani... Tırıntazdılar... Adam ol derlerdi. Limonlu çayın limonunu yerlerdi. Barbaşında sallanan mendilleri, Yolladılar atların ardından. Atlar terlerdi... Abıgılar İçerlerdi... Sonra topluca tövbe ettiler. Onlar çekip gittikten sonra, Ben çok değiştim... Sanırım görselerde tanımazlar. İşte tanıdık bir güruh, Simalar aşina ama seçemiyorum. Çimentonun tozundan, Gün ışığı kirli camlardan geçmiyor, Geçemiyorum... Toprağı dinle dediler, Yerin perçeminde, tepenin bağrında, Duyarsın atların ayak sesini... Gelenmi var gidenmi?.. Dayadım can kulağımı göğün bağrına Bu yıldızlar tanır Aşkaleyi. Bir ses duyulmuyor vefaya dair, Yaralı kaban dağı... Ruhum sıkılıyor Tahrip edilmiş ruhlar karşısında. Atlar rüzgarı gönderin ruhuma, Atlar tanıyın beni alın sırtınıza; Müjde verin tepelerden bozkırlardan, Büklerden, Kop Dağından, Cecandan. Türküler, kanıksadığımız değil şimdi, Kırıldı bağlamanın bam teli. Aşkale’ye aşkın kalesi, İlahi aşkın kalesi demiş bir veli. Kader... Şimdi bir İlahi nağme duyulur, Ötelerden, tövbekarlardan... Saba makamında ezan sesiyle, Efsunlanır eşya, solgun yürekler. Bunada şükür... Giden gitti maddi manevisiyle Olsun!.. Olsun!.. Memleketimdir... Kalan sağlar, karlı dağlar bizimdir... Zekeriya Maral |
Ötelerden, tövbekarlardan...
Saba makamında ezan sesiyle,
Efsunlanır eşya, solgun yürekler.
Bunada şükür...
Giden gitti maddi manevisiyle
ŞİİRİNİZİN GEREK İÇERİK GEREKSE AKICI VE SADE USLUBUNU BEÜENDİM.KUTLARIM.
SELAMLAR.