YANSIMA
Gözlerin tabiatın rengini çalmış gibi
Sanki çöllerimi de yeşerten yağmur sesi Bir bakışın hastaya, bin derde deva gibi Aşkın, sanki kubbeme yağan bir yağmur sesi Aşkın, varlığında bir görünmeyen sır gibi Gönlümde kanat çırpan küçük bir bülbül sesi Sert poyrazlara karşı gölgeme koşmak gibi Bir fısıltın içimde sonsuz bir rüzgar sesi Aşkın, bir sonsuzluğun avcunda olmak gibi Alevlerin içinde yanan bir çıra sesi Fani bedenin güle sonsuz teslimi gibi Arşına kanatlanan şeydâ bülbül’ün sesi Sesin ölümsüzlüğe çizilen sihir gibi Dünyadan sonsuzluğa açılan kapı sesi Bir vâdîye gömülen kırık çömlekler gibi Ömrümün baharına damlayan yağmur sesi Suretin meleklerden yansıyan ışık gibi İçime damgalanan aşkının mühür sesi Kaderime yazılan sonsuz bir şiir gibi Ruhumu çevreleyen aşkının huzur sesi |