SUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİRSUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİR Ne demişti Hz. Mevlana "Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek cevabım vardır. Ama bir lafa bakarım laf mı diye Bir de söyleyene bakarım adamı mı diye" Şimdi ben de, Unutulmuş bir şiir gibiyim, Sustuğum ise yalnızlığım... Şimdi ben susmuşsam, Sakın ola bana kahretmeyin.. Çünkü benim susuşlarımdan sonra, Kelimelerim ise ölümün ta kendisidir.. Aslında çok söyleyeceklerim, Bir de kocaman sessizliğim var benim İnsanı vurup öldürüren ... Bence siz bana susmayı değil de Ölmeyi öğretin artık... Çünkü ben ne zaman susacak olsam Ardımdan kalbe düşen Çığlıklarımda susar... Artık bırakın beni, İki satır şiir yazmayı, İki lafı bir araya getirip Konuşamaz haldeyim.. Yazmıyor da kalemim, Şiir’lerim de dökülmuyor Yüreğimden satırlara ... Öfkemi sorsanız Gün Işığına hasret kalmış.. Bir de yanlızlığım var ki... Öyle böyle değil Kalabalık bir yalnızlık.. Hiç kimseye de Yer Kalmadı bende... Şimdi bir bıkmışlık Bir kızgınlık sardı ki tüm bedenimi Bunca susmanın içinde... Sormayın gitsin... Bazen düşünüyorum da Değermi bu kadar vefasız insana Üzülmeye Katlanmaya... Kim kaldıki etrafımda Sevilecek Değer verilecek Yok işte... Atık vakit Yürek dolusu umutlar dolu bavulları Yükleyip gönül omzuma Boşvermişliğe kaçmak.. Sessiz, sakin, usul usul . . . Şimdi vakit gitme vakti Bir de susma zamanı... Bir dilsiz gibi susmak.. Çünkü Dilsizler ve bebekler Allah’ın ağızlarına vurduğu Mühür dolayısıyla konuşmazlar. Oysa ben, Kendi ağzımı, Kendi elimle mühürledim. Ben susmanın tadını anladığım halde, Konuşanlar konuşmanın Acılığını anlayamadılar. Onun icin vakit susma anı Şimdi ben sustum.. Onlar mı? Vefasızlar mı? Onlar sadece konuştu... Şimdi ben O’nsuz, Bun’suz, Şu’nsuzum artık... Hani tek tabanca denen O sözü doğrularcasına ... Hayatımı altüst edenlerin, İki yüzlü riyakar insanların, Beni ölmeden Diri diri mezara gömenlerin, Bir bir kafasına kafasına sıkıyorum Şimdi susmaları mı.. Ve haykırışlarımla inletiyorrum Vefasızlar ülkesini... Yoruldum diyorum yoruldum Yeter artık gelmeyin üstüme.. Çünkü ben şimdi Daha iyi anlıyorum ki... İki kelam söz Ya doğru yada yalandan ibarettir. Susmak ise hilesi ve yalanı olmayan Tek doğrudur... Bunun için insanlar Konuşurken ben de şimdi Sadece susuyorum... Çünkü insanlar, Konuşanlar ve susanlar diye ikiye ayrılır. Ben artık suskunlardanım. Hem öyle böyle de değil Sanki bir dilsiz gibi susuyorum.. Hatta işaret dili ile bile, Anlatmıyorum kendimi artık Benim dışımdakiler mi Onlar habire konuşumakta.. Ve benim adıma Kararlar vermekte... Anlayacağınız şimdilerde Ben sadece Uzun uzun susuyorum... Ve sesleniyorum... Ey durmadan konuşanlar... Geçmedi benim üşümelerim, Ben konuşanların Kar yağışından geliyorum… Ve bir gün biliyorum Sıra bana da gelecek... O gün ise sadece ben konuşacağım, Siz susacaksınız... Ne zaman mi diye, Soracak olursanız... Sabredin az kaldı, Hesaplar açılacak, Defterler dürülecek.. Ve Mahşeri Mizanda Ben konuşacak siz susacaksınız... Şimdi siz devam edin konuşmaya Ben sustum.. Çünkü SUSKUNLUĞUM ASALETİMDENDİR.. |