NEV'İ ŞAHSINA MÜNHASIRŞiirin hikayesini görmek için tıklayın " NEV’İ ŞAHSINA MÜNHASIR "
Farklı olduğu düşünülen kişi için kullanılan ve kişinin kendisi hakkında " BEN FARKLIYIM" demek için sıkça kullandığı bir ifadedir. Ben de “nev’i şahsına münhasır" tanımına uyan kişileri tanımlamak için önceden yazdığım bir şiiri tekrar düzenleyerek güncellemek istedim. Sözcüklerin kelime kökeni Arapçadır. Kelimelerin sahip olduğu anlamlar kısaca şöyledir: Nev: Tür, çeşit Şahıs: Kişi, kimse Münhasır: Bir kişiye ayrılmış olan alan. Diğerlerinden farklı bir özelliğe sahip olan, kendine özgü veya özgün olan anlamlarına gelir. Aynı zamanda karşılaştırılan iki nesne veya kişiden birinin diğerinden ayrılan bir özelliğine vurgu yapan sözdür. Sanırsın hep kendi yazmış, her kitabın en hasını Yazdığıyla silivermiş zihinlerin kör pasını Ayrıca hep spor yapıp geliştirmiş her kasını Zaten boşuna denmemiş “nev’i şahsına münhasır" İlmi öyle çok derin ki, saymamış hiç sayfasını Her zaman çok özenlice seçer kendi tayfasını Allâmedir, hiç çekemez başkasının tafrasını Kağnıya bile binmemiş, “nev’i şahsına münhasır" Hak etmeyenlere denir, hak edenler unutulur Bazen dinlemek de lazım, boş sözlerle uyutulur Kayısı ve fındık bile, serilip de kurutulur Daha hiç yere inmemiş, “nev’i şahsına münhasır" Alametifarikadır, zât-ıdır en şahânesi Her zaman hep hazır durur, cebindedir bahânesi Nereden çıktı bu dersin, bütün bunlar neyin nesi Korksa bile hiç sinmemiş, “nev’i şahsına münhasır" Durmadan hep istiyor ki, sürekli onu övsünler Umursamaz hiç kimseyi, dayak atıp da dövsünler Çekinmez ki hiç kimseden, isterlerse hep sövsünler Lodos esip de dinmemiş, “nev’i şahsına münhasır" Normal biriyim dese de, hiçbir zaman değil öyle Konuşsan da fayda etmez, ne çok şey söylersen söyle Hiç uğraşma benimle der; konuşamazsın sen böyle Söylenene hiç kanmamış, “nev’i şahsına münhasır" Kimisi hep bekler durur, yok mu bana hiç iltifat Kapı gibi hep gıcırdar, yağlamayınca kabahat Böylesiyle geçinmek de, gerçekten çok zor zanaat Tutuşmuş da hiç sönmemiş, “nev’i şahsına münhasır" Türkmenoğlu demem o ki; beğenmez hiç başkasını Bir farkımız olsun diye, yan takar hep şapkasını Yalanları asla bitmez, hiç düşünmez arkasını Çekip gitmiş hiç dönmemiş, “nev-i şahsına münhasır" Şükrü Atay (Türkmenoğlu) * Şiir (8*8) 16’lı hece ölçüsüyle yazılmıştır. |
Öncelikle söylemeliyim şiir içerik olarak güzel ve manidar.
Lakin düzenlenmeden önceki halini bilmiyorum nasıl di , açık söylemek gerekirse ayak ve mısralar arası kafiye açısından biraz daha düzenlenmeli.
İlk dörtlük süper.
İkinci dörtlük ilk dortlukte kullanılan ayakla devam edebilirdi ve tabi sonrası da...
Mesela 2. Dörtlük;
İlmi öyle çok derin ki, saymamış hiç sayfasını
Her zaman çok özenlice seçer kendi tayfasını
Allâmedir, hiç çekemez başkasının tafrasını
Kağnıya bile binmemiş, “nev’i şahsına münhasır"... yerine
Son mısra
Kağnıya binmemiş zaten "nev’i şahsına münhasır"...
Olabilirdi.
Bu kıtada mısra sonları kafiye uygun ve güzel.
3. Kıtada;
Hak etmeyenlere denir, hak edenler unutulur
Bazen dinlemek de lazım, çok gereksiz konuşulur
Kayısı ve fındık bile, serilip de kurutulur
Daha hiç yere inmemiş, “nev’i şahsına münhasır"
Hiç yere inmemiş zaten "nev'i şahsına münhasır"
Olabilirdi son misrası.
Yani denmemiş zaten , binmemiş zaten,inmemiş zaten vs vs olarak gidebilirdi ayak.
Ve ayrıca bu kıtada mısra sonları kafiyeli değil.
Unut... konuş... kurut... burada konuş bozuyor kafiyeyi...
4.kitada
Korksa bile hiç sinmemiş, “nev’i şahsına münhasır" yerine...
Korkuya sinmemis zaten " nev’i şahsına münhasır"
Olabilirdi...
Anlattıklarımı anladığınızı düşünüyorum. Takibinde olan dörtluklerle beraber biraz daha düzenlenmeye ihtiyacı var ve
Dediğim gibi muhtevası şahane...
Tebrik ediyorum.
Selam ve Saygılarımla...