Anne Seninle Haspihal Etmeye Geldim
Anne!
Yine canım çok sıkkın gönlüm çok daralmış! Seninle hasbihal etmeye geldim ! Anne! Canlı mahlukatın en şereflisi olan insan, Niye bu kadar, vicdansız ve merhametsiz? Niye bu kadar, zalim ve gaddar? Niye bu kadar, egoist ve menfaatperest? Niye bu kadar, acımasız? Niye bu kadar, fani dünya malına tapar olmuş? Niye bu kadar, içten pazarlıklı? Niye bu kadar, ön yargılı? Niye bu kadar hain? Niye bu kadar çok yüzlü? Akrabalık bitmiş, akraba en zehirli akrep olmuş! Saygı ve hürmet niye kalmamış! İçi dolu sadakat ve vefalılık gönüllerden niye uzaklaşmış! İşler ehillerine niye verilmiyor! Anne daha yazamadığım birbirinden manidar çok niyelerim var! Anne bir şeyler söyle! Bir şeyler söyle ki, canımın sıkkınlığı, gönlümün daralması geçsin! Bir şeyler söyle ki, gam ve tasalarımı, sıkıntı ve kederlerimi bir anlığına dahi olsa unutayım! İki yakam bir araya gelsin! İçi dolu sevgilerle ben de mutlu olayım! Karamsarlığim tamamen bitsin! Yarınlara dair birbirinden manidar umutlarım olsun! Ben bende olmak istiyorum, özüm özüme yabancı olsun istemiyorum artık! Anne! Bilirsin ben böyle biri değildim! Küçük şeylerle dahi çok mutlu olan biriydim! Gözüm hiç mi hiç asla ve asla yükseklerde değildi! Ben de zerre-i miskal kadar gurur kibir ve enaniyet yoktu. Dost canlısıydım! Neşe ve üzüntülerimi dostum dediklerimle seve seve paylaşırdım! Dostlarım için işin kolayına kaçmadan şirin uykularımdan feragat ederdim! Başları dara düştüğünde hiç üşenmeden ve de karşılık beklemeden koşa koşa giderdim! Onlarla ağlar, onlarla gülerdim! Ben de yapmacıklığın zerresi yoktu! Ben yüzde yüz ya göründüğüm gibi ya da olduğum gibiydim ve halen de öyleyim! Bu yetmiyor Rahmetli Erol Taş gibi herkes rolünü fevkaladeninde fevkinde yapıyor! Çizgisi belli olanların iki yakası bir araya gelmiyor, gelmiyor, gelmiyor! Menzil murat almıyorlar veya aldırmıyorlar! Anne! Sevmediği halde insanlar menfaatleri için seviyor görünüyorlar! Yani yaptıklarıyla resmen utanmadan övünüyorlar! Bu da bana çok ters geliyor itiraz ediyorum itiraz ettiğimde de tek kalıyorum! Ama hiç umurumda değil! Cehenneme kadar yolları var! Ben doğru bildiklerimden, şaşmadım ve emanet can bu tende oldukça da şaşmayacağım! Anne! İnsanların aklına ruzi mahşer, mizan, kıldan ince kılıçtan keskin sırat köprüsü gelmiyor mu? Bunlar ahirette hal ve ahvallerinin çok yaman olacağını hiç tefekkür etmiyorlar mı? Boynuzsuz hayvanın, boynuzlu hayvandan hakkını alacağını idrak etmiyorlar mı? “Elhamdülillah ben Müslümanım” diyen, Allah’ın kelamı olan “emir olunduğu gibi dost doğru ol”emrine niye itaat etmiyorlar? Müslümanım diyenin, elinden, dilinden emin olunması gerekmez mi? Zalimlik, vurdumduymazlık, egoistlik, nereye kadar? İnsanı cennetlik eden sevgi ve muhabbetten ayrı yaşamak neyin nesi? İnsan biraz şirin aklını gerektiği zaman gerektiği gibi kullanmaz mı? İnsan, düşmanı olan nefsinin bu kadar emrine amade olur mu? Anne sanki biraz rahatladım! Anne dert ve sıkıntımı gam ve tasamı sadece ve sadece sana anlattığımda rahatlıyorum! Seni üzdüğümü de biliyorum, Ama gidecek başka kapım yok yok yok! Hakkını helal et Allah mekanını cennet-i ala etsin! 25/ Eylül/ 2024 |
rastlamamışsınız sanırım...
aslında şereflisi daha
çok ama önezede...
şerefsiz son çeyrek asırda
bu kadar nispetsiz çoğaldılar...
duyarlı ve muhteşem dizelerdi okuduklarım.
tebrikler ve de saygılar sunuyorum...