Gizlediğin hıçkırıkların!Aslında hissettiğim Ne bir sevdanın başlangıcı Ve ne de bir hicranın sancısıydı sadece bildiğim hazdı. Uzak diyarlardan, Serdettiğiniz kelamın karşısında, Ne kadar yüreğim yansa da, lakin kuşandığın hicranla, Lütfediyordunuz, Kalbi kanaatinizi sevk ediyordunuz, Sevgi adına halinizi hasrederek şevk bahşediyordunuz, Okuduğum, Satırlarınız karşısında, Ne kadar hicrana yaslansam da içim hayli kabarıyordu. Sinemden, Seni daha yakinen tanımak, Haline ram olmak, yaren ikliminde solumak istiyordum. Çünkü biliyordum, O kadar çok yutkunduğun, Hıçkırıkların vardı ki, vakıf oldukça içim çok burkuluyordu. Yaşadığın şarlar, Çok acımasızdı, teslim olmak vardı, Hayatın baharında, çilenin yumaklarıyla arkadaş olmuştun. Melalinde demlediğin, Ne kadar uhde varsa çaresizdi, Suskunluğun karşısında anlaşılır olmak adına aşk bir seraptı Mütemadiyen Başarmaktan söz etseler de, Hissiyat adına, kalbi yakarış sevdasıyla kuraklık karşındaydı, İçinden geçirdiğin, Sığınacağım iyi ki sabır var demen dahi Zamanın girdabında ve yokuşun sancılarında pek yetmiyordu. Düşlediğin her şey, Solgunluğa maruz kalıyordu, Umut adına, hasretin tavında kelam etmek dahi kifayetsizdi. En bariz ihtiyacın, Samimiyetle ve bakir hislerle sevilmekti, Çünkü insan olmak yeterli bir sebepti, lakin aşk kimin derdiydi… Mustafa CİLASUN |