Araftayım
Araftayım...
Aydınlık bir yolun , âmâ yolcusuyum Karanlıkla aydınlığın, iki denizin buluştuğu yerde Dilsiz bir ırmağın kenarında... Zaman, Kalbimin bütün notalarına basarak geçiyor Yüreğimdeki bütün kuşları salmışım, yazık Dönüşü olmayan seferlere... Serseri Mayınlar döşemişim gönlüme... Dua rüzgarlarıyla coşarken gökyüzü, Suların zikri karışıyor ummanlara... Berrak sular taşıyor rahmetiyle Açılmış gökkubbeleri, melekler niyazda Yüreğime dokunuyor merhametinin sıcak eli, Ruhumun titriyor kanatları.. Rahmetin doluyor bütün nuruyla Kalbimin karanlıklarına. Ölüm uykusuna yatmış ne varsa bugün bende Dirilmeye başladı Sen’de Sen hep gizli bir sükût oldun yüreğimde... Mahşeri karanlık buralar, bakamıyorum Ufkuna kesiliyor yüreğim. Ne kefenler biçtim kendime , Sen yokken Kim düşürdü beni bu kadar kendimden uzaklara Kerbela misali tuzaklara... Çatlamış susuzluğum Utancımdan dönüp de bakamıyorum bile yüzüne Bu beden bu yükü daha ne kadar taşıyabilir Bilemiyorum. Daha ne kadar yitirebilirdim kendimi. Bir ürperti sarıyor ruhumu, ağlatası Meçhul kapılarda ne çok dolanmışız, şaşılası. İçten içe kaynayan bir okyanus var damarlarımda. Buz denizleri seninle çözülür Senin aşkınla baharlarda dallara su yürür Bir inşirah umudu yakıyor şimdi Katre katre bağrımı Ve kalbimin en güzel köşesinde yanıyor Her bir lafzın. Her gece "Öl"demenle ölür Ve her sabah yeniden "Diril"demenle dirilirim. Sana geldim Sevgili.. Gönlüme ölümsüz ferman düştü Ümmetin ruhuyla geldim Dualarla, yakarışlarla... Göğsümde düğümlenmiş Aşk sözleriyle geldim Gelen ben miyim ki Sen çağırdın da geldim. Yusuf’ unu bırakmadın İbrahim’ ini bırakmadın, Eyyüb’ ünü bırakmadın Ya beni hiç bırakır mısın, buralarda..! Gözlerimde yaş, yüreğimde bir telaş, Yarab..! Yarabb..! Yarabbb..! Kabul eder misin AFFINA GELDİM...! |