İnlemek
Bir avuç toprağa sığmış, etten yollar gitti bu diyardan, heybelerinde binlerce acı, göz kapaklarında direnişin yorgunluğuyla binlerce kefensiz kaldırım...
üstlerinden, yaşayan ölüler adım adım bilinçsizce yokluğa yürüdü. Yollar, zavallı yollar... El üstünde değil de, ayaklar altında yollar... dört mevsimden sadece kışta kaldı ruhları. Sokak lambalarının altında birkaç ateşböceği ruhlarına ışık tuttu. Kirli ayaklarıyla koşarak giden etten bedenlerin ağırlığıyla inliyordular... Ah, inlemek ne kadar da iyi geliyordu... Karşılıksız inlemeler. Pişmanlıkla dolu. Paramparça... ......... Ah inlemek, ne kadar iyi geliyordu böyle zamanlarda... |