Deliliğin Zirvesi
1
Aklım ukala beynimden zehir akıyor İçinde binlerce fikir birbirini kakıyor Elimde sigara gözümde şimşekler çakıyor Delilik çürüyen göğsüme madalyalar takıyor Sırtımda parlayan alev bedenimi yakıyor Kayıp ruhlar başımda hepsi bana bakıyor Tavandan ipleri boynunda cesetler sarkıyor Duvarlar dönüyor etrafımda birilerini saklıyor Nefsim günahlarımı gece gece yine paklıyor İçeride horon tepenler yüzüme bile bakmıyor Bunca hengame var zaman durdu akmıyor Her şey hepsi üstümde bir doğrulup kalkmıyor Sanki ölümün beyazı üzerimi kaplıyor Vücudumun her zerresine oklarını saplıyor Attığı her ok milim bile sapmıyor Bir gece bile beni bırakıp satmıyor Seher vakti olmadan bu melanet yatmıyor... 2 Gündüz oda uyuyor bende uyuyorum Uykuda sanki bir uğultu duyuyorum Kapının altından gelen ses Uyanın diyor uyansın herkes Ben uyuyorsam kim bu ayakta Peki ben uyanıksam kim bu uyuyan yatakta Aynalarda görmediğim ben doğruluyor yataktan Korkma çıkaracağım diyor seni bu bataktan Fakat o daha çok sıkıyor sıkıyor kemiklerimi Gösteriyor karanlıklarda saklanan kimliklerimi Saklanan benin, biri yanlız sevimsiz ve üzgün Diğeri dar görüşlü hayata küskün Öteki dünya onun sanki oda dünyanın efendisi O biri Latif hoşgörülü dünyalar efendisi Berikine bakma aklı bir karış havada Onumu hiç sorma o başka bir havada Kimlikler kimlikler onlarca kimlikler Her birinin elinde gemi halatı imlikler Sıkıyorda sıkıyorlar tek bir ince boyunu Bu nedir diye hiç sorma bu bir ölüm oyunu... 3 Çıkmaz sokak her yanda demirden setler Bir ruh uğraşıyor kaçmak için fezaya Neylersin çekiyor arz diplerde cesetler Dayanıp katlansada her bir cezaya Bir tükenip bitmiyor kahrolası sebepler Demekki kader sebepleri doğuruyor Feryad figan geçiyor namussuz yıllar Ben bildimki insan işte böyle boğuluyor Deve derisine sarılı yüzümü yalıyor kıllar Hergün yeniden yeniden doğuluyor Simsiyah köpekler başımda hırlar İnsanlar bu alemden bir bir kovuluyor Kimine cehennem kimine yemyeşil kırlar Sebepsiz ölüm yok bu alemde Herkes öldü ben kaldım sülalemde Her insan topraktan ayrı bir demde Felek her bir ademi böyle yoğuruyor Sebepsiz yaşamakta yok kişi sende Bir anlamı olmalı bu yaranın sinemde Toprağın çocuğusun toprağı sevmesende Ancak toprak senin gözünü doyuruyor... 3 Şekilden şekile giren kul Ne verdiyse burda onu alıyor Dünyadakini arada burda bul Dinle kulaklarda neyin zili çalıyor Değişince mekan açılınca perde Bakınıyor yaşadığı yer nerde Ne yiğitlik ne erkeklik kalıyor serde Dönmek için geriye başını parçalıyor İşte deliliğin gerçekleri toprağa yazılan şiirler Bedeli ağır kapı çarpması gibi yüzüne O delilerki birbirlerini hiç konuşmadan bilirler Çıkar sessiz çığlıkları gökyüzüne... |