(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
.. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Valla kimin ne olduğunu anlaya bilmiş değilim. Ancak ergenekon olayınında balonla ifade etmek pek inandırıcı da gelmiyor bana Çünkü askeriyeden emekli olan bir uzman çavuş ve biride jandarma olacak sanırım. Onlarda bu olayları doğru hatta çok geç bile kalınmış diyorlardı. Bu balon olsa da olmasa da Şuna inan, türkiyede çürümemiş hiçbir kurum yoktur. Buna askeriyede tahildir. Herkes iyi yada kötü yaptığının bedelini bir şekilde ödeyecektir. Şiirinizide beğeniyle okudum gerçekten güzel ve akıcı dizeler kurmussunuz. Sağlıcakla kalın
ATATÜRK yaşasaydı, hiç böyle yapar mıydı? Mazluma sırt çevirip, güçlüye tapar mıydı? Zehirlenmiş zokayı, havada kapar mıydı? Tarihe tanıklık et, ey mahkeme salonu Patladı, patlayacak Ergenekon Balonu
Müslüman’dı ve Türk’tü, bunu övünç sayardı, At üstünde cepheden cephelere kayardı, Şimdikiler ’Bir’ ise O ’Yirmi dört’ ayardı. Tarihe tanıklık et, ey mahkeme salonu Patladı, patlayacak Ergenekon Balonu
Şişridikleri balonun dışarıya yaydığı gazda kendileri boğulacaklar ama bunu bilmiyorlar.
İşte ERGENEKON balonunu şişirip şişirip patlatacak olan savcı. Belki tanımayanlar vardır diye asıyorum sayfanıza. Ve çok çok teşekkür ediyorum bu kadar güzel ve bu kadar değerli çalışmanızdan ve paylaşmanızdan dolayı
Kaleminizi kutlyuyorum ve saygılar yrüeğinize. Yorum yazmıyorum savcıyı tanıtıyorum sizlere.
Ergenekon Savcısını Tanıyor muyuz? Vural Savaş Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
5 Ekim 2008 günü sabahın erken saatlerinde bir dostum kapımızı çalıyor. 'Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz, tam tahmin ettiğim gibi bir kişi, bugün çıkan Aydınlık Dergisi'ni al ve acele oku' diyor.
Dergi'yi alıp okuyunca dehşet içersinde kalıyorum. İşte verilen bilgilerden bazı satırlar:
'...Teyze oğlu Seyfullah Vatansever, Zekeriya Öz'ün İmam Hatip'te (İHL) okuduğu yıllarda Fetullah tarikatı tarafından 'devşirildiğini' anlatıyor. Zekeriya Öz, o yıllarda Fetullah Gülen'in finanse ettiği Yeşilırmak Dershanesi'nde eğitim gördü. Kurban Bayramı'nda vatandaşlardan kurban derilerini toplar, Fetullahçıların vakfına verirdi.
* * * * * * *
...Zekeriya Öz'ün savcılık görevine başlama tarihi 1994. Bursa Barosu'ndaki kaydı ise 18.12.1997 tarihinde siliniyor. Buna göre Öz, üç yıl boyunca hem savcı hem de avukat. Yasalarımıza göre, bir Cumhuriyet Savcısı'nın iki kimliği olamaz. Ergenekon savcısı, attığı her adımda bir skandal yaratmış! '
* * * * * * *
İktidar yanlısı medya, Zekeriya Öz'ün ilk görev yeri olarak Mutki İlçesi'ni gösteriyorlar. Aydınlık Dergisi'nde yayımlanan 2 Temmuz 1998 tarihli Resmi Gazete'nin fotokopisinden açıkça anlaşıldığı gibi; Zekeriya Öz'ün ilk görev yeri Çine İlçesi. Söz konusu dergide, 'Ergenekon Savcısı'nın gizlenen dört yılı' başlığıyla yazılanlar çok ilginç:
* * * * * * *
Yıl 1994, Aydın ilimizin Çine İlçesi. ...Yeni Savcı, önce, eşinin kara çarşafıyla Çineliler'in dikkatini çekti. Savcı Öz'ün evine gelen misafirler ise haremlik-selamlık olarak ayrılan odalarda konuk ediliyordu. Kadınlar haremlikte, erkekler selamlıkta... Savcı Zekeriya Öz halktan gelen tepkiler üzerine kara çarşafı çıkarttırıp eşine türban ve pardesü giydirdi. Eşi kara çarşafı çıkardı ama Savcı Öz'ün adı Çine'de hiç gündemden düşmedi. Zira Savcı^'nın adının karıştığı skandalın biri bitmeden diğeri başlıyordu.
* * * * * * *
Yıl 1995, Çine Adliyesi. Bütün adliyelerde olduğu gibi, faks ve adli sicil kaydı yaptıran yurttaşların ödediği parala, Çine Adliyesi'nde de Adaleti Güçlendirme Vakfı'na aktarılıyordu. Zekeriya Öz, bir gün, dönemin kıdemli savcısı Ayhan Uğurdan'ın kapısını çaldı. Savcı Öz, Vakfa aktarılan paranın bir bölümünü 'paylaşma' teklifinde bulunuyordu! Kıdemli Savcı, çirkin teklife büyük tepki gösterdi. Kıdemli Savcı Ayhan Uğurdan, Zekeriya Öz'ü Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet etmeyi de ihmal etmedi. Sonunda... Zekeriya Öz, Çine'den Bitlis Mutki'ye sürüldü. ...Zekeriya Öz'ün vukuatları bununla bitmiyor.
* * * * * * *
...Yıl 1998, Çine girişindeki Türkiye Şöförler ve Otomobilciler Odası Kıraathanesi'nin önü. Savcı Öz oğlu ve babasıyla oradan geçiyordu. Mehmet Ocak adlı bir işadamı, silahını çekip Savcı Öz'ün ensesine dayadı! İşadamı Ocak, Savcı Öz'ün kolundan tutup sürükleyerek kıraathaneye soktu. İşadamı Mehmet Ocak kıraathanede bulunan Çinelileri dışarı çıkarırken, Savcı Öz'ü rehin aldığını bildirdi. Çineliler eylemi hayretler içinde izliyorlardı. Zira Mehmet Ocak, aynı yıl Çine vergi rekortmeni olmuş, Çinelilerin yakından tanıdığı bir işadamıydı!
Yirmi kadar polis kıraathanenin etrafını çevirdi, Ocak'a Savcı'yı bırakmasını söylediler, bırakmadı... Daha sonra dönemin kaymakamı, savcısı ve komiseri araya girdiler. İşadamı Mehmet Ocak yatıştırıldı.
Mehmet Ocak, tam ikibuçuk saat Zekeriya Öz'ü rehin tutmuştu... Olaya tanık olan Çineliler, ertesi gün gazetelerde bu olayı bulamadılar. Ne işadamı Ocak hakkında ne de Savcı Zekeriya Öz hakkında soruşturma açılmıştı. Bu durum Çinelilerin merakını daha da artırdı.
Neden sonra öğrendiler ki; Savcı Zekeriya Öz, işadamı Mehmet Ocak'ı haraç vermeye zorluyordu. Savcı Öz, arabasının benzinini de, yine Ocak'ın benzin istasyonundan bedava doldurtuyordu... Savcı Zekeriya Öz'ün kendisini ikibuçuk saat rehin tutan işadamı Mehmet Ocak hakkında neden şikayetçi olmadığı da böylece anlaşılıyordu! ... Çinelilerin, Savcı Zekeriya Öz hakkında kullandıkları iddia edilen sıfatları yazmak dahi istemiyorum.
* * * * * * *
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin izin vermediği için hakkında soruşturma yapılamayan Savcı Zekeriya Öz'ün, Aydınlık Dergisi'nde yazılanların doğru olup olmadığını derhal açıklığa kavuşturması gerekiyor. İddialar çok vahim ve Zekeriya Öz'ün bu iddialara karşı ne diyeceğini gerçekten merak ediyorum.