ÇİÇEKLERİN KURUYORbahçıvan; kuruyor dedi bak tüm çiçeklerin gözleri dolu dolu. güldüm. benim çiçeklerim kurumaz dedim. kuruyor, vallahi kuruyor dedi iki damla yaşla. merak etme kurumaz dedim benim çiçeklerim, gönül bahçeme aşk tohumlarıyla ekildi onlar kurumaz dedim. ağladı bahçıvan derin bir offff çekerek. senin o gönül bahçende ekilen aşk tohumları ha dedi. kuruyor, kuruyor. kır çiçekleri yağmurla büyür, şarkı söyler onlara sabah rüzgarları, ay, akşamları onlara seranat yapar bilir misin? Ama bak senin aşk çiçeklerin kuruyor ne şarkı söyledin, ne okşadın, ne şiirler okudun yapraklarına. sevgisiz kaldılar, şarkısız, şiirsiz kaldılar, kuruyor çiçeklerin. hani hiç ayrılmazdın yanlarından bir zamanlar, okşardın kadın teni gibi incitmeden ne oldu birden bire? severdin her birini ayrı ayrı gülü, Karanfili, fesleyeni, kardeleni, zambağı, laleyi, gelinciği.... ama bir ayrı severdin papatyayı başka bir dille konuşurdun onunla sanki kuşlar gibi, kelebekler gibi, kendini katardın yapraklarına. Kuruyor çiçeklerin bak alı, moru, sarısı, pembesi, hepsi kuruyor. dayanamazsın biliyorum onlara hadi yeniden sula onları sevginle, okşa her birini, kurutma çiçeklerini, kurutma papatyalarını bak üstünde kalbinden sızan ince yaşlar var sanma onlar çiğ taneleri. kurutma çiçekleri hele papatyaları şehit mezarında sakın kurutma!... Bahattin KIZILKAYA |
alı,
moru,
sarısı,
pembesi,
hepsi kuruyor.
dayanamazsın biliyorum onlara
hadi yeniden sula onları sevginle,
okşa her birini,
kurutma çiçeklerini,
kurutma papatyalarını
bak üstünde kalbinden sızan ince yaşlar var
sanma onlar çiğ taneleri.
kurutma çiçekleri
hele papatyaları
şehit mezarında sakın kurutma!...
kutlarım...
duyarlı yüreğe,
ve de bu güzel emeğe selam olsun...