Muhabbet Yolu - Garib Çoban
Muhabbet Yolu - Garib Çoban
Acı çekmek, her şeyin olduğundan farklı olmasını dilemektir. Ruhumda titreyen gecelerde, mutluluk dediğimiz şey. Ben melankoli seven bir insan değilim aslında. Ama aradığımı bulamadığım aşikâr. Çöl büyür, vay haline içinde çöl saklayanın!.. demiş bir gönül dostu. Ruhu bedenden ayıran, benim ölümüm değil benim hayatımdır. Çöl nihilizmdir, bütün değerlerin değersizleştirilmesidir. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur. Hakkını verip vermediğin milim milim sorulacağından. Ya, seni seviyorumun hakkını vermeye razı ve hazır olun. Ya da, seni seviyorum, diyerek, yeri göğü fazla titretmeyin. Sevmek insan hayatının kutsallıktan arındırılmasıdır. Varlığın kıymetten düşürülmesidir. Yeter ki O güzel gözlerle bakmasını bilelim!.. Ruhun yalnızlığı ve kimsesizliğidir. Karşılıksız sevginin olmadığı dünyalık putlarla ç/ölün büyüyor. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur. Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi, ey mutluyu oynayan vasat!.. Ayrılığa ulaşabilseydik, ona kendi acısını tattırırdık geldiği gece. Bir birini kovalayan mevsimler gibi hep ayrı insan kendine. Dünyalık putlarının arasında kendini affetmek, bir mahkumu serbest bırakmak gibi. Ve o mahkumun sana senden yakın o yabancının sen olduğunu keşfetmektir. Dışarıda neşe saçıyor, içeride mezar kazıyorsun yapma!.. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur. İki büyük alem beni kendine hayran bırakıyor!.. Üstümdeki yıldızlı kainat ve içimdeki vicdan. Zamanla heyecanın azalıyor, hevesin tutkuların azalıyor. Hislerin ürkek, arzuların daha mütevazı oluyor. Bunu durduramıyorsan, kısa cümleler kuruyorsa insan, uzun yorgunlukları vardır sadece. Zamanın insanın hislerini budayan bir keskisi var. Olgunlaşmak diyorlar; olgunlaşmak, dünyanın bir saadet yurdu olmadığını anlamakmış. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur. İnsan bekler, bekler, bekler, hiçbir şey olmaz, insan yalnız kalır. Sevgi açık oluşuyla gizlendi, gizli oluşuyla g/özlendi ve bestesi ölüm oldu. Ne kadar acı değil mi?.. Kurtulup kurtulmayacağını düşünme, o kolay. Asıl, gerçek mümin olup olmadığını düşün. Çünkü kurtuluş onda!.. Müminler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Mü’minûn-1) Ayrılsakta ölene kadar sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur. Yapmacık bir dürüstlük İçinde başkalarının refahına haset etmekten kendi mutluluklarımızı göremiyoruz. Bilmen gereken hakikat sen ne kadar yoksan O; o kadar var. Ümit kalmayıca, telaş da biter. Sen ne kadar sessizsen O; o kadar konuşur. Geçmiş hatıra, gelecek hayal.. Bana hatıra ve hayallere değinmeden şimdi kim olduğunu söyleyebilir misin?.. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur. Sakın sabrı terketme makâm-ı imtihandır bu. Sen ne kadar az madde olursan o kadar çok mana olursun. İçindeki yaralı çocuk, gelecekte dönüşeceği yetişkini kırılganlaştırır hırkasız kalır. Uyandığımda, cümle âlemin çoktan uyanık olduğunu gördüm. Sen ne kadar çok mana ile dolarsan mana olursun. Aşk meyiyle kanmam için sevgiye, önce azalmanın sonra yok olmanın yolunu bul. Karşılıksız sevgi, zamansız bir lütuftur. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur.. Damla okyanusu inkar etse de buharlaşıp döneceği yer gene O. Gelen gider, giden gelmez, iki kapulu handır bu. Gece aysız gönül yarasız olur mu?.. Madenleri, bitkileri, hayvanları tanımıyorlar. Geceyi, gündüzü, yağmuru, karı, sevgiyi, insanı tanımıyorlar. Fakiri, yoksulu, sokakta yatanı, hastayı, derdine derman arayanı, huzurevindeki yaşlıyı, kimsesizler yurdundaki çocukları, kabirlerde yatanları tanımıyorlar. Münafık yaşamlar güya Allah’ı tanıyorlar. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur.. Anlamak isteyen sesinden de anlar, sessizliğinden de. Önce bir dosta sarılmayı özleyeceğiz. Sonra, sarılacak bir dost da kalmayacak. Feleğin sen olduğunu anla. Dünyalık yaşamlar, cam eşya gibidir hemen kırılır. Yol azığı gibidir, hemen tükenir!. Teheccüt vakti sevginin ışığının dışında neyin ardına düşsek er geç üzerimize, şems vakti gölgesi düşer ve onun karanlığında kalırız. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur.. Doğru yolun sen olduğunu; senin, senden ve sana gideceğini anla. İçinden demişsindir de içten dememişsindir. Sen, aradığın şeyin gayesisin!.. Uzun uzun anlatılmaz ömür kısa, yarın bir sırdır, onun için endişelenme. Tek gönüllü, tek kıbleli, tek yüzlü ol!. Dün bir hatıradır, hasretini çekme; bugün ise bir hediyedir, kıymetini bil. Derman gafilin olsun, sevene dert gerek. Allah’ım!..bana öyle bir kapı aç ki, kapanan tüm kapılara şükrüm olsun. Bu işi Rabb’im daha iyi bilir dediğim şeydir sevgi. İnceldiği yerden kopmayan, hep incecik kalan mevzular canımıza okumuştur.. (Y.ed - Güzide Mektuplar Albümü) Engin Demirci Şiirleri© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Hikayesi: Aynada bir kusur görürsen aynayı kırma, kusuru kendinde bil...�Tapduk Emre |