30 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TÜRK ZAFERİ
30 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TÜRK ZAFERİ
100.Yılın Anısına Yedi iklim dört kıta, aslında Türk’ün mülkü, Dünya tanır kanıyla zaferler yazan Türk’ü. Altı yüz yıldan beri, seferdeydi bu ordu, Galiçya’ya, Kırım’a, Tuna’ya yürüyordu. Çınar yıkıldığında sıkıştık Ankara’ya, Kıyılara çıktılar mahkûm kaldık karaya. Batının alçakları çevremizi sardılar, Yunan’dan İtalyan’a, her milletten vardılar. Kahpelikte şahika, Yunanlı’nın işiydi, İşgalde yaptıkları, soykırımın eşiydi. Çaresiz hamileler, mahzenlere tıkıldı, Süngülenen bebekler çengellere takıldı. İhtiyar nineleri fırınlarda yaktılar, Gelinlerin göğsüne paslı çivi çaktılar. Şehirlerden, köylerden dumanlar tütüyordu, Vurulup ölmek için, Türk olmak yetiyordu. Türk’e ayrılan kefen, önceden biçilmişti, Daha asırlar önce, buna ant içilmişti. Bu alçaklar yurdumda neler neler ettiler, Tertemiz iffetleri, zelilce kirlettiler. Bütün millet duaya dualar ekliyordu, Hiçbir şeyden korkmayan bir lider bekliyordu. Allah kahraman Türk’e istediğini verdi, Bu tertemiz millete, Atatürk’ü gönderdi! O gün Zafertepe’de, gök gözlü kurt göründü, Koca Yunan ordusu sessizliğe büründü. Dumlupınar önünde, 30 Ağustos günü, Süngümüz çözecekti bu meşum kördüğümü. Emretti Büyük Ata; “Ey şanlı Türk Askeri, Hedefiniz Akdeniz, hiç durmadan ileri.” Etek giyen itleri, yurdumuzdan söktük biz, 9 Eylül sabahı, Akdeniz’e döktük biz! Düşman kapalı kutu, göremedik içini, Bırakmışlar giderken, üç beş haçlı piçini. Piçin biri Ata’ma, “sarhoş” diye tutturdu, Yalanını yıllarca, gerçek diye yutturdu. Bu dünyadan ayrılıp, nâra gitti dediler, Muhibbanı toplanıp, helvasını yediler. Benim asil milletim, şimdi bize düşen ne? Daha yüz yıl geçmeden düşman girmiş içine. Her tarafı kokuşmuş çöplüklerden gül derme, Dini istismar eden yobaza fırsat verme. “Türk’üm” demek ne güzel, ağyar ne derse desin, Ey muazzez milletim; “Sen büyük Türkiye’sin!” YAŞAR ÖZKAN (Türkoğlu) 30 Ağustos 2022 SAFRANBOLU |