2
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
448
Okunma

İgman’ın Gözyaşları
İki koldan, sıra sıra, tafra satar
Kestane ağaçları ve yüzlerce asırlık çınar
Vrelo Bosne yolunda nöbet tutar
Kökler payitahta, dallar semâya bakar
Her dal İgman’a bir türkü yakar
Her yapraktan bir kavruk âh çıkar
Sarajevo! Baščaršija! Ferhadija!
Durma, yürü, ihtiyar
Gülistâna daha altı yüz elli çınar var
Susamışsın da ... ha gayret
İgman’ın gözyaşları gülistânda akar
Pırıl pırıl bir su ... buz gibi, soğuk
Tadı küskün, buruk, sesi bitkin, boğuk
Bu pınardan yılların hüznü akar
İçtikçe insanın yüreğini yakar
Elifler, mimler, vavlar, dizi dizi, sağ sol
Yordu beni bu uzun, ıssız, çınarlı yol
Dayan ihtiyar, ha gayret
Gülistân hemen şuracıkta
Topu topu kırk çınar
Sekiz on tane de kestane var
Varsın olsun, ne çıkar
Bir kere girmiş oldun bu yola
Varacaksın menzile, çarnaçar
Bir ömür dolaştın diyâr diyâr
Ha gayret, az kaldı, ihtiyar…
Gülistâna belki bir, belki iki nefes var
Elifler, mimler, vavlar, dizi dizi, sağ sol
Yordu beni bu uzun, ıssız, çınarlı yol
İdris ESEN, Nisan, 2019, Erenköy
5.0
100% (8)