Yordun Beni Ey HayatKâbus gibi üstüme çökerek her fırsatta Nefesimden soğuttun, kırdın beni ey hayat Boyun eğdim üstüme, sabır vardı fıtratta Ahiretle avuttun burdun beni ey hayat Sırtımdaki gömleğim, çocukken dokunmuştu Helal haram müşterek nefsime dokunmuştu Ayarsızdı bileğim pandüle dokunmuştu Boşaldıkça zemberek, kurdun beni ey hayat Farkına varamadık gençlik hızla geçerken İkbal varsa yazgıda gelir elbet, geç, erken Verene soramadık vademizi biçerken Kusur bulup saygıda yerdin beni ey hayat Yaşadıkça yokluğu, menzilimiz karardı Rızık arayan, teri, gözyaşıyla karardı Bazen boğaz tokluğu, bazen gelen, karardı Sırta vurup semeri sardın beni ey hayat Yine de şükrederiz, can derdindeyken beşer Parmak kadar bebeler açlıktan enkaz eşer Uzaktan küfrederiz, ölürken üçer beşer Karnı yırtık gebeler, gerdin beni ey hayat Mazlumlara hükümran zenginliğin kudreti Nice canlar devirip emzirmekte nefreti Medeniyetler viran şımarttıkça şirreti İnsanlığı kemirip, vurdun beni ey hayat Önce desem; rahatım, bilirim yok mümkünü Bir ağızlık pencere solutur mu küskünü Kalemimle cihadım vicdanımın rükünü Daraldıkça cendere, yordun beni ey hayat |