Matem
Siyah bir dumana kilitliyim
Haki yeşile en çok Kendime Geç kaldıklarıma Silik gülümsemene ve kaç yola bölüştürdüm kendimi Pek çok çeşmede kendimi döktüm Aynalarda değiştirip makasımı Parçaladım her seferinde birazımı Saçların yirmidört ayar ve rüzgarda yine harman kokusu Getirdiği bir can çekişmenin iniltisi Her yer kızıl Güneş yine bileklerini kesmiş akşam vakti Vadiler dolusu akan benim Pusu yemiş sürgün Kendini taşıyamayan göç Kına diye yak ellerine Alışık değilim hem kendime Bu belli belirsiz türküye de Hala kendimi seviyorsam Tanıyabiliyorsam biraz İçim de yanıp sönen ışıktandır Zaman rahvan bir at gibi sırtından boşluğa atar bazen insanı Bir an bir uçtan bir uca kendini görürsün İlmek ilmek dokuduğun Utanıp bir yanından Bir yanınla övünerek Hayatın nefesi ensende Yüreğinde kırk düğüm Bir kase sek ayrılık getirir saki Her yudumu dolar iliklerine Bozkırın ortasında yalnız bir ardıç gibi Gırtlağında düğümlenip Kilitlenmiş nabzında Nabzında bir matemin bestesi Kendinin ötesinde Kızarak korkarak susarak susayarak |