Aşk ve Devrim
Sana öğretebileceğim bir şeyler yok küçüğüm
Bildiğimi sandıklarım var sadece Ve bilmediğime inandırıldıklarım Bir de inandıklarım Eriyik halindeki benliğimin üzerine kurulmuş Fildişi kulelerden ibaret Göz yordamıyla yaşamakta sanattır küçüğüm Üzerine vicdan serpiştirilmiş Yarı uyanık bilinçle Bu yüzden Aşk ve devrim en hayalperest umut türleridir Bir aşkın kadavrası üzerinde takas edip bildiklerini Anlarsın Anlamanın uzaklaşmak, uzaklaşmanın anlamak olabileceğini Ve sonunda bir kadavranın da nefes alabileceğini Sorun aslında iki kalbin rölatif hızlarıdır Beyninse kendi halinde mesaisi Susmak zamanı ne zamandır küçüğüm Konuşmak zamanı ne zaman? Unutma kale kale kaybedilir her coğrafya Ve insan kelime kelime sökülür dimağından Sonra gargara edilip çirkef bir varsayımın gırtlağında Tükrülür Şanslısındır bir yabancıya bütünleşebilirsen parçalarından Her aynaya baktığında Zaman sanki ilmek ilmek sökülür En kötüsü ne kadar kaybolduğunu bulamamak Sende kalan yanın Belki daha kayıp Bulduklarıyla kaybolmadı mı daha çok insanlık? D/evirelim de hayatı küçüğüm Nereden başlasak? Devrimden mi ? Aşktan mı? |