![]() Güz PapatyalarıGözyaşına bandırılmış şiirlerin sayhalarında tuz serpiyorum yaralarıma Takılınca gülüşlerin gözlerimin kanlı sularına Kül oldu savruldu kalbim Gülüşlerin kıyısında nutkum n’açar Bozguna uğramış tövbelerin nedametliğinde dudaklarımın çoraklığından sıyıramıyorum ismin kabuklarını Bahar günüm sensiz kilit vurdum kalbime…. Eritti hercai yangının içimin katman katman surlarını Hasretin dil ve dudaklarımda sükût Dolunay hüznü papatya yaprağı gülüşlerin de yakamoz Kahrımı kuşandı arz Dokundu gönlüm her iklimine yokluğun Güzelliğinden karardı gün Ey makbulüm, kabulüm..! Sancılandı sensiz zaman Hüsran yağdı yağmurlar Her lâhza her saat güz Sensiz dilden kesildi gururum Hasretin tenimi değil Cayır cayır yaktı da ruhumu Vazgeçemedi gözlerim seni ağlamaktan... Tiryakiliğinin merasiminde tabiat kirpik eteklerinde üryan Sana benzemeyen deniz fersah fersah çöl Sensiz soldu gönlüm naçar hisleri Ey merhametime emanet..! Aşk kana kana susamaktır çoraklaşana dek Kapatsan da sevdama yüreğini Bil ki vazgeçemiyorum seni sevmekten... 20242806 Hasret vebasından çürüdü dudaklar... |
Öyle güzel bir şiir dili var ki bu sayfada.
Ve herşeye rağmen öyle de güzel seven bir yürek
Şiirde bazı cümleler içine işliyor insanın
" Ey makbulüm, kabulüm"
"Merhametime emanet"
Daha da birçok ama yoruma bu kadarını almakla yetindim. Sevda yazılacak ise böyle yazılsın dedirtti şiir. Bu arada fon müziği de şiirle çok uyumluydu.
Gönülden tebrik ediyorum kardeşimi
Kalem, kelam baki olsun
Saygımla her zaman