Çalı Ve Dikenleri Kökünden Sökerdim
Zalimlik kolay ama sen daim en kolay olanı seçtin.
Körelmiş dehrelerle yarına dair umutlarımı biçtin. Yazın çöl sıcaklarında, bağrım susuzluktan yanarken, Hararet gideren buz gibi sular varken, sımsıcak suları içirdin. Kendinden başkasını insan yerine hiç bir zaman koymadın. Hayatı seven biri olmama rağmen, beni kendine yakıştırmadın. Yarınlarımı aldın benden, bıraktın beni analı babalı yetim, Tomarlarca sıkıntı ve kederlerim vardı bir gün bile içten sormadın. Böyle yapmakla sen ne yaptığını sanıyorsun anlamadım. Sevdalı yufka gönlümü, sevgi ve muhabbetle doldurmadım. Öylesine dört elle sarılmışsın ki fani dünyaya, Çok çalıştım, çabaladım bir yol bulamadım, bulamadım. Güya benden daha çok inançlı ve takva olduğunu söylüyorsun. Ama son on yıldır daima boşu doluya, doluyu boşa vuruyorsun. Ceviz kabuğunu doldurmayan nedenlerden dolayı, Boşu boşuna beni bana küstürüyor üzüyorsun, üzüyorsun. Ne istediğini söylemiyor o güzelim yüzünü asıyorsun! Olurolmadık zamanlarda bam teline bastıkça basıyorsun. Benim de insan olduğumu unutuyor, Tarihe mal olmuş zalimler gibi habire zulm ediyorsun. Şimdiye dek yaptığın zulmlerin canıma çoktan tak etti! Çektirdiklerin bana ömrümün son anına kadar yetti! Ben yaşadıkça iki elim yakanda olacak bunu unutma! Kalan ömür miadımın neşe ve süruru kibrinden dolayı bitti. Zalimlerin akibeti her zaman içler acısı çok elim olmuştur! Gönülleri sevgi ve muhabbet yerine kin ve husumetle dolmuştur. Güllü çemenli gönül tarlalarında, Çok güzel kokan muhammedi gülleri vakti gelmeden solmuştur. Ben olsam yerinde, aklımı başıma alır zalimlikten vazgeçerdim. Sık sık ölümü tefekkür edenlerin, dostluğunu bir an önce seçerdim. Boncuk boncuk terleyen çok maharetli bir bahçevan olur, Herkesi rahatsız eden çalı ve dikenleri kökünden sökerdim. 16-17/ Temmuz/ 2024 |