AĞRI DAĞINDA HATIRALAR -1-2-
BİR NEÇE SÖZ
Kıymetli şiir sever dostlar bu şiirin ilk bölümü olan 20 kıtasını 2020 yılında yazmıştım (Yaşananlar Kaldı Hatıralarda) kitabımda yayınlamıştım ve ikinci 45 kıtalık bölümünü yazmak nasip oldu. Ağrı dağı eteğinde düz ovaya kurulu Karakoyunlu ilçesinde yaşanmış güncel yaşam hikayeleri ve anılardan kaleme alınmıştır. . Emir Şıktaş AĞRI DAĞINDA HATIRALAR -1- Postacı ayda bir gelerdi köye, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Çağırırdı, mektubunuz var diye, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Kim darlansa köyde ‘havar’ ederdi, Piçinçiler yardımına giderdi, Bedel değil, komşu hakkı diyerdi, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Tendir yansa pişerdi sabah aşı, Canın çekse doldur kabınan daşı, Döymecin yeriydi tendirin başı, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Bir balık tutmuştuğ kend arxımızdan, Gomşu verdi dediyh biz gorhumuzdan, Tendirde pişirdik, bal acımızdan, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Bir telefon bağladan da Tevfiğ’e Merak edip sorduğ, ne oldu diye? Dedi ‘eze oğlu, bu ne ecele’? Yaşananlar kaldı hatıralarda. Yazlık sinemanın gelende sesi, Heç de usanmazdığ, uşağ hevesi, Cüneyt’in filmi var, tutun nefesi, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Şaban yeri’nde şeftali satanda, Mehle uşağları verirdi anda, Lokum pasta alağ, guymaxdı canda, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Bizim köye pazı ekmek yasaxdı, Peşemiz gantardan oğurlamaxdı, Tendir sönür, pazı pişirme vaxdı Yaşananlar kaldı hatıralarda. Mektepçe çiftliğe gettik gezmeye, Telesiriyh beter acdığ çöreye, Ağrı dağını yakından görmeye, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Babam, abim, ben geldik ilçeye, Bayram da dizildik daşlı caddeye, Ekmek içi helva aldık yemeye, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Şehre giden yığışardı şoseye, Başköy otobüsü gelerdi köye, Rahmet şoför hacı Kerem Emiye, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Fatma halam bize çok zahmet çekti, Mir Abbas’dan sonra rahmete getti, Çok çileler görüp, ömrü tüketti, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Köyde gurardılar tezzehnen galağ, Nazara gelmesin ev, köşe, bucağ, ‘Baxdavar’ diyenler söndürer ocağ, Yaşananlar kaldı hatıralarda. İlanın köyneğin tapdığ Korgan’da, Yandırardığ süt bol olsun altında, Uşaxlığ vaxdınnan galıp ağlımda, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Dipsiz mağaraya girmez gorhardığ, Cin gelir diyende dönüp gaçardığ, Yel deliğinde ses gulağ asardığ, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Dolu vurdu ovadaki bağları, Meyvesinen yernen birdi dalları Kaysiden tapardığ tek tek sağları, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Mektebin dalı’nda bostan gözlerdik, Dilber gil eyhmişdi haşhaşı bildik, Aziz, Sabri, Ensarı pazı pişirdik, Yaşananlar kaldı hatıralarda. İlığınlığ yerde pancar suvardım, Mehle gızlarını kağa apardım, Hastalandı çoğu eve gaytardım, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Ağrı dağı yaylaya çerçi geldi, Ezikti kayısı sorduğ ne haldı, ’Kar dağda daddanar’ elebil baldı, Yaşananlar kaldı hatıralarda. Geçmiş yaşananlar geldi hatıra, Mellim yasak dedi sütlü fetire, Gönderdiler süt tozu un fitire, Emircan’da kaldı hatıralarda. 12.4.2020 Emir Şıktaş AĞRI DAĞINDA HATIRALAR -2- Gorğan yaylasının Ağrı dağının, Dağ döşünnen güneş doğan çağının, Göyde dalgalanan al bayrağının, Aras nehri kimi kadim ocağı, Garagoyunlu’dur veten goçağı. Keçmiş bir nağıldı Garagoyun’da, Uşağığ otardığ malı Gobu’da, Heyvan gaçdı gonşu otunnan dada, Mal ekine tüşüp deyip bağırdı, Hemit dayı döymek için çağırdı. Atam, Anam yazda giderdi kağa, Uşağ yatar söğüt dalı koluğa, Uzadallar kölge tüşen gırağa, Kağdan pitip yayan yola tüşeller, Ev işiynen gece de elleşeller. Çöreyimiz teşt altında galardı, Fırsat tapsa itnen pişih yalardı, Ac-susuz galardığ axşam olardı, İt de pusar çöreyh alıp gaçardı, Baş uzadıp südü lak lak içerdi. Resul emi yazda gider yaylaya, Payız gelip baş çekerdi tarlaya, Dayanağı yoxdu isdi havaya, Goyun guzu meleşerdi gapıda, Guzuyu belerdi çulnan çapıda. Gaşga çamış süde tepih atanda, Süd töküler axıp giderdi komda, Anam dua yazsın deyip axunda, Heyvan sakitdeşip südün vererdi, Yazığ anam ‘nezerdi bu’ diyerdi. Hacıkasım evi birliydi teyhdi, Kerem emi tüccar ağaydı beydi, Tahar emi keskin sözünde eydi, Böyük ne dese de kiçiyh der tamam, Düz söz danışardı rehmetli atam. Ağa emi bağda hey sallanardı, Gıdığ eti gazan da gaynayardı, Mirxannı bağını hey dolanardı, Kıymetli yerleri tamam bölüpler, Bize garanlığdı cümle ölüpler. Rıza Yalçın Başkan, Vekil olanda, Radyo şeytan işi diyenler çoxda, Radyo da vekilden yemin duyanda, Radyonun içinde heç kim yoh deyip, Evvel şeytan işi diyenner öyüp. Köy yerinde toylar üç gün sürerdi, Cuma günü toyçu kende gelerdi, Ağlatmayı pazar günü çalardı, Gelin havası çal gelin ağlasın, Bey-gelin şad gündü çalsın oynasın. Aşığ geler toyda meclis gurular, Oxuyanda çıt ses çıxmaz durular, Divan oxur aşığ söznen yorular, Simler kimi yanık sesnen inniyen, Sazlara şabaşı bağlar dinniyen. Bey geline damnan alma atardı, Fındık fıstığ sepse uşağ tutardı, Oynayana toylar üç gün yeterdi, Güleşenner yorgun tüşerdi toyda, Güleşmekde edet olmuştu köyde. Narvız bayramında pişerdi pilav, Axır çerçembede yanardı alav, Gulağ asma günü derdi gemi sav, Xeyir dene sene xeyirli çıxsın, Şirin dilnen danış şirin söz axsın. Bir otağ bir dalan cemi evimiz, Şalvarı ütülü giyer beyimiz, Canımız sağ olsun yoxdu dayımız, Pullu bir xopanı bizde tapaydığ, Garan guşlar teki göyde uçaydığ. Can atardım gedim gezmeye kende, Gezip dolanardım çölde kevşende, Gözel xatireler galıpdı mende, Dolanardığ bağca bağı seherde, Kuş üzümü şirin olar her yerde. Meleşerdi goyun guzu seherin, Çıtarardı çemen çiçek baharın, İğdenin kokusu merhemdi derin, Bağçaları çiçek sarar gün döyer, Erih alça göyce mennen ye diyer, İsdi bassa çıxar el gün Gorğan’a, Dağılardı tezze peynir her yana, Her tikesi merhem olardı cana, Seher isdi lavaş peynir yiyerdiyh, Nenni asıp bala laylay diyerdiyh. Ayakkabı alsın desek atamdan, Yaycılı Meherrem var alım ondan, Alış-veriş eder imiş tükândan, Gözlüyerdih bir ay geçer gelmezdi, Tafşırardı ne vahd geler bilmezdi. Gözleri ceylandı alovdu oddu, Sevdaydı adıda yandıran addı, Yanağı al aldı lebleri daddı, Gençliyh zamanının deli çağıydı, Üreye vurduğu derin dağıydı. Sonralar eşittim gelin olupdu, Telli duvağ ile elin olupdu, Hayata küsennen zalım olupdu, Yolda gördüm ala gözün çevirdi, Herden baxıp hilal gaşın devirdi. Emi gızlarıynan gardaş bacıydığ, Hamımız hayatın bir genciydiğ, Fitne fesat olan varsa acıydığ, Sinemaya akşam vaxdı giderdiyh, Hergün görüp bezar olup diyerdiyh. Ay ışığı doğsa damda yatardığ, Ulduz sayıp birde niyet tutardığ, Getmezdi ulduzlar onu pusardığ, Sevine sevine yattığ dam üsde, Uyanardığ güneş yandırır yazda. Payız vaxdı çölde ekin pitende, Sürü var xeberi gelerdi kende, Otarmayın bura bizim diyende, Döğüş tüşer sesler köye gelerdi, Goyun guzu yanığ yanığ melerdi. Köyün goyununu çalar eşkıya, Dağı aşıp gedir sürü Maku’ya, Ev yıxan zalımlar galsınlar vaya, Neçe illik emek giderdi boşa, Eşkıyaynan çıxmağ olmazdı başa. Gorxan uşağlara duva yazarlar, Ya gorxudan diyer ya da nezerler, El içinde adlı şanlı gezerler, Üzlerine üreyh sözün diyen kim? Niyet tutan sağol deyip öyen kim? Meçit hayatında nalbant ağacı, Kesende kanlı yaş tökerdi acı, İçten çürümüştü yoktu ilacı, Yüz yaşı varıydı kestiler kışı, Nalbant ağacının xezin yanışı. Mehtebin dalını ehmiştiyh hıyar, Yedihçe goxuyu dört yana yayar, Kerantı pıçağnan soyup duzluyar, Yığanda vererdiyh gonşu payını, Sucular bağlardı köyün suyunu. Zengena’da gece pazı suvardım, Yuxu bassa gözüm yatar ovardım, Mığmığ gelse yel de esse govardım, Xelbirçeyh getmez heç hayat bacadan, Söz ganmaza ister bağır ucadan. Akos Yüsüb vardı tükan işleden, Satar kişmiş armud aftafa leyen, Yığışar gocalar danışıp diyen, Dedem Korkut tekin deyip dinniyen, Gurulardı tahtın üsde isdiyen. Muhder Meşed Eli serimiz vardı, Ehmed, Abbas emi erimiz vardı, Türk’üz yiğit oğul- yarımız vardı, Düşmana yiğitler vermiyip aman, Taşburun da susup şakiler tamam. İlkokul hediye Ulu Önderden, Bizlere emanet o zor günlerden, Atatürk sökülmez ki gönüllerden? Ruh ile bedeni ölüm ayırar, İhanet edenler bes neye yarar. Şaban yerlerinde bağımız vardı, Şefdeli gözlemeyh çağımız vardı, Ğırağında yemiş tağımız vardı, Uşağ ağlı heyran galdığ tağlara, Belke deyişmezdiyh yeke bağlara. Araz suyu axar bahar oldumu, Yere kerdi kerdi vurallar tumu, Kerdiler su tutmaz görüner gumu, Su içen gumav yer hemen guruyar, Ekinner böyümez ayağ diriyer. İrzagulu kirve kefcil biriydi, Ehli keyf meclisi onun yeriydi, Deyip-gülmeyh şaka yapmak karıydı, İnsanlığın Reis oldu bozmadı, Tayına-tuşuna güldü kızmadı. Cinni Yüsüp emi zeki biriydi, Alman’a getmeyi öz hüneriydi, Gaçağ yolnan getmeyh son seferiydi, Her devlete orman yolu gidermiş, Alman polisiynen davı edermiş. Köy uşağı mektep pitip gelende, Ebiller döneyi varıydı önde, Döyüş başlıyardı köye girende, İki mehlenin de uşağı durmaz, Uşağ döğüşünü atalar sormaz. Mektebin suyuna gelerdi gızlar, Sırasın gözlüyen eder hoş sözler, Genci yandırardı o gara gözler, Mektebin suyu da serin suyumuş, Gözel gız görmeyin çaresi buymuş. Gızların başınnan lerçek gaçırdan, O gızı alardı gelmezse zordan, Gaçan gıza heç kim danışmaz köyden, Tezze icad çıhıp görüşmeyh hasand, Gençler görüşeller alallar mı dad? Toyçuyu yorardı şeto İsmayıl, Yeddi gayda sonra olardı gayıl, Yorulan toyçular galardı zayıl, Toyda yallı gider cümle cemaat, Oynuyana markı düzerdi Polat. Kış gelende goza çekerdi herkes, İsdi soba şirin nağıl çıxmaz ses, Yorulanda çay tezzele al nefes, Uşağlar usanar goyup gaçardı, Goza pitmez çare yoğdu naçardı. Gözlüyeller seher yeli çıhardı, Carcar ezer buğda çöpten gopardı, Samanını yeller savrıp apardı, Gelen yaza halgın xoreyi buydu, Tendirde pişeceyh çöreyi buydu. Sürüler axşama gelerdi kende, Çobana yardıma gideller günde, Nahır gelen vaxdı xotuğ minende, Kefimize heç diyeceyh yoxudu, Geçip gedip altmış illik yuxudu. Pambığ yığılanda çerçiler çölde, Üzüm satardılar payızda yelde, Kasıpcılığ idi mutluydu halda, Üzüm peynir çöreyh doymağ olmazdı, Pambığ satan hesap nedir bilmezdi. Ezençiler cuma sala oxurdu, Gözel sesler kendin için yıxırdı, Yadımda galandı şirin yuxuydu, Salmanca yığardı gelin gızları, Gözeldi elimin bahar yazları. Sinene baş goyup yatmağ niyetim, Şair Emircan’ım sensiz bir yetim, Mennen ayrı tüşme var ölüm itim, Çöreyin suyunnan böyümüşem men, Ağrı dağım sennen öyünmüşem men. 12.7.2024 Emir Şıktaş |