Neler oluyor bu hayatta?
Covit 19 dediler insanları evlere kapattılar.
Nice hile ve yalanlarla insanlığın yaşama sevincini elinden aldılar. Belli ki artık, bundan sonra Dünya kötü günlere gebe. "Hastalığın yayılmasını durdurmak güç" dediler. Bu Covit musibetine Dünyayı teslim ettiler. İnsanoğlunu yatağa düşürdüler. "Sağ çıkabilmek mucize olur." dediler. Bize ümit kırıntısı bile vermediler. Zor günlerde belki bir mucize beklerken insan oğlunun umudu. Acı gerçekle yüzleşti. Yolun sonuymuş, corena vürüsü. Yaşam savaşını kaybetmiş. İnsanlık çaresiz bu fani Dünyaya veda etmeye başladı. Paramparça dağıldı, kara haber. Ecel başa gelince. Azrail ruhumu teslim alınca. Birden, insanlık adına ölümün soğukluğunu hissettirince. Doktorlar çaresizlik içindeı; "Başınız sağolsun" dediler. Gözyaşları insanın yanağımdan aşağı damladı. Yoksa kabus mu bu? Birileri birilerini uyandırsın. Son yolculuğuysa biri hemen insanlığı inandırsın. Çaresizlik içinde insanlık kendi sağlığını ve birçok yakınını kaybetmiş? İnanamıyor bu düştüğü aciz duruma! Yıkılıyor, birer birer umutları. Artık yaşama tutunamıyor! Duvarlar yürüdü, geldi üstüne. Aciz ve çaresiz kaldı. Kahroldu covitle! Bir sancı saplandı insanın o an bağrına. Koca koca hastaneler insanlara dar gelmeye başladı. Yüreğine düşen kor ateşler. İnsanın ömrünü duraklatdı! Nefesi birden kesildi. Ne oluyor insanliğa? Bu acıya artık daha fazla dayanamıyor insanlık. Mekanlara sığamıyor! Ruhu daralıyor. Fazlasıyla sarsıldı insan. Dünyası karardı. Çaresiz ve bi çare kaldı. Korkudan ve yalnızlıktan. Attığı her sessiz çığlıklar içini titretti. Hüzün rüzgarları esiyor daha şiddetli. Çoğu hikayesi yarım kaldı. Artık hep aklında, gidip de gelmemek vardı... İmkansız oldu, artık bayramlarda el öpmek. Gidişler erken oldu. Nedendi bu acele? Desene söz geçiremezsin ki bu ecele! Ölüm meleği geldiyse ne yapsan nafile. İster kendini yırt, ister sokakta gecele. Toprak altında yatanların hepsi bir delil. İnsanoğlu ölümlerin karşısında sefil! Göğe kapı açılmış. Çaresiz insan! Ölüme vakitsiz çağırılan, insan. Ruhunu teslim eden zayıf insanların selasıymış. Camilerde vakitsiz peş peşe okunan. Cenazesi musalla taşında yatmış, yalnız. Cemaat yok önünde saf tutan yok. Ortalık sessiz. Cenaze namazı yok, kederde. Hep çaresiz gözler dolmuş. Melekler de bekler, amel defterini açmış. Son kez ona başını dayamak istedi ailesi. Ama nafile. Tabutta bile hala ailenin uzağında! Anıları, bir bir yakınlarının gözümde canlandı. belki de, çoğu zaman, duygulandı, ağladı. Naaşını görevli indirirken mezara. Mezarı başında yoktu. Ne ailesi, nede kalabalıklar! Görüyor musun? Devrildi bir çok çınarlar! Sarsıntıya dayanamadı çoğu yürekler! Çaresizlik içinde çöktü. İçimdeki depremi. İnsanlık adına. Döktüm, dilim döndükçe mısralara... Dinçer Dayı |