İŞİNİ BİLİRKendine uyacak uşağı seçer: “Benim memuruum işini bilir.”. Hortuma yardımcı olmazsa geçer: “Benim memuruum işini bilir.” Dayar arkasını, bir dayısına. İmzaları atar, tam sayısına. Çıkarsız dokunmaz tek kıyısına: “Benim memuruum işini bilir.” Kendi belki yemez, yiyene susar. Müdürü görünce, baş kumda pusar. Köşeye sıkışır, iftira kusar: “Benim memuruum işini bilir.” Hem camiye hem de hortuma devam. Yerinde asildir, yerinde avam. Fırsatı kaçırmaz, oluşur kıvam: “Benim memuruum işini bilir.” Her türlü çalgıya kıvırır belden. Her çeşit dürüstlük satılır dilden. Kelaynaklar öter, ne gelir elden? “Benim memuruum işini bilir.” Düzenlerine tam yetişir köle. Yol bilmez insana günleri çile. Mümbit vatan döner verimsiz çöle: “Benim memuruum işini bilir.” Boğuşmadıkça hiç sırları çıkmaz. Boğazlar yağlıdır, yutmaktan bıkmaz. Dursunî sözüne tek kimse bakmaz: “Benim memuruum işini bilir.” Dursun Yeşil – 10/03/2008 |
bu ülkede dini satanlar var.bu ülkede bayrağı satanlar var.Demokrasi satanlar var.Mezhep tariket baörtüsü satanlar var.Milyon dolarlık ve milyar dolarlık servetlerinin kaynağı belli olmayan binlerce yeni yetme zengin var her köşe başında...
Her gün bir talan her gün bir kandırma yalan,het gün bir soygun haberi
galiba herkes işini bildiği için bu haldeyiz
Ama kimse Allahın işini bilmiyor galiba...Mutlak ölüm var ve hesap günü yakındır herkes için