TÜRK GÖNLÜMDEKİ DÜNYAM
TÜRK GÖNLÜMDEKİ DÜNYAM
I On beş bin yıldan beri, sırrın sırrına erip, Mâzinin derununda atiye ayan benim. Ne istikbâl tasası ne ölümün husası, Şehadete sevdalı sinede beyan benim. Varlığını Türklüğe armağan eyleyerek, Bayrak için ölmeyi inşirah sayan benim. Devlet yaşasın diye, yıldızlara uzanıp, Sonra da ötelere sessizce kayan benim. Cenk ettiğim meydanlar, ezbere bilir bizi, Ecelin gölgesinde akıla ziyan benim. İşte açık emelim! Cihanı Türk yönetsin, Bu isteği içinde sürekli duyan benim. II Gerek karlı dağlarda gerek kızgın çöllerde, Gidip te gelinmeyen dönülmez Fizan benim. Gönül dünyam bir yana, gayrısı öte yana, Bu sevdayı tartmaya kâmilce mizan benim. Ta güneyden kuzeye, doğudan da batıya, Minarelerden ruha ulaşan ezan benim. Sadakati kalbime Pir Yesevi nakşetti, Şekten, şüpheden ırak, daim hüsnü zan benim. İki yüz yıldan beri, Türk’ün kadim yurdunda, Baharları bekleyen bitmeyen hazan benim. Orta Asya demeyin, ora Uluğ Türkistan, Soykırım dehlizinde kaybolan vatan benim. Tanrı’m bana Türk demiş, Kırgız, Kazak ne ola? Bu yanlışı ebedi, sorgulayan can benim. Kardelenler yeter ki başlarını göstersin, İsmail’ce sevdaya, bin defa kurban benim. Milyonlarca soydaşım ata yurtta inlerken, Kutlu bir intikamı, bekleyen zaman benim. III Pasinler’de, Çirmen’de, Varna’da, Kosova’da, Ağyarı yerden yere savuran boran benim. Varın Çanakkale’ye, Dumlupınar’a sorun, Haçlı seli önünde, dağ gibi duran benim. Akdeniz’den Tuna’ya, Filibe’den Budin’e, Geçmişten geleceğe merdiven kuran benim. Türkmeneli, Karabağ, Tataristan, Kafkasya, Çağların ötesinden atılan uran benim. Başkurdistan, Ahıska, Özbekistan, Sibirya, Yedi iklim üç kıta, Türkçe’ye hayran benim. Yakutistan, Karaçay yüreğimin parçası, Telafer’e, Musul’a, Kerkük’e seyran benim. Urumçi’ye Bakü’ye, Tebriz’e Nahçıvan’a, Kalplerin rikkatince, aşık-ı nihan benim. İnancımdır ki Hüda; “Türkler Ordum” buyurmuş, Ahıska’da, Altay’da, Kırım’da lisan benim. IV Çin Seddi’nde Mete’yim, Avrupa’da Attila, Vey Suyunda Kürşad’la erliğe doyan benim. Malazgirt’te Alparslan, Niğbolu’da Yıldırım, Kızılelma yolunda, İslâm’ı yayan benim. Preveze’de Hızır, Sakarya’da Atatürk, Ay yıldızlı bayrağı ruhuna oyan benim. Korkak olmak iş midir? Aslolan yiğit olmak, Fütursuzca başını ölüme koyan benim. Yunus’um, Mevlana’yım, Hacı Bektaş Veli’yim, İkiliğin çulunu eğninden soyan benim. Kâlu Belâ’dan beri, Tek Allah’a inandık, Yüz on dört kasem ile, Kur’an’a uyan benim. Büyük Hun’um, Göktürk’üm, Avar’ım, Selçuklu’yum, Her günün beş vaktinde, secdeye varan benim. Gazneli’yim, Uygur’um, Eyyubi’yim, Timur’um, Masumların öcünü küffardan alan benim. Altınorda, Hazar’ım, Babür’üm, Osmanlı’yım, Gemileri karadan Haliç’e salan benim. Bazen yanlışa düşüp, devletimi yıksam da, Yeni devlet kurarak yarayı saran benim. Bu davadan dönersem, gök girsin kızıl çıksın, Kızılelma yoluna nakşolan Turan benim. V Sayısız şan ve şeref, dört sayfaya sığar mı? Toprak yurt olsun diye kanını sunan benim. Tanrı Dağ’da yeniden görünecek hilalim, Ergenekon’dan tekrar çıkacak Kağan benim. Tuna Boyunda yine türkümüz söylenecek, Adaletin mührünü dünyaya vuran benim. Besmeleyle başlayıp, ebter kalan ne var ki? Mahşer vaktine kadar, Ravza-ı Cinan benim. Türkoğlu’yum billahi, öyle geldim, giderim, Hazreti Muhammed’in aşkıyla yanan benim. YAŞAR ÖZKAN (Türkoğlu) Antalya |