YÜREĞİMİN ŞARK SÜRGÜNÜ...Aahhh! Sabrımın nazlı çiçeği; Nasılda aşk çeker şimdi, Çayın iki şekerli yalnızlığı! Sabahın seherinde, Sulara yürürdü Güneş ılgın, ılgın, Adı sanı belirsiz, Saçları rüzgar giymiş, Bir sevda uyanırdı hücrelerimde. Aahhh! Ülkem kokan Karam, Cam kırıkları gibi dolardın içime, "Kim vurduya gitti!" Kadir bilir yüreğim. Kendimi ihbar ettim zamanın yorgun dervişlerine! Sevdaydı suçum günahım! Dedim Oysa, avuçlarında kürek mahkumu bile olmaktı muradım. Yüreğimin arafında; O kavim sürgünleriyle çıkıp gelirdi kimsesizliğim. Puslu Bahar sabahlarında, Hasretler demlerdim sana, Dört kitabın inancıyla bağlanırdım aşkına. Dramatik kaygılarımın kırıkları yaralardı beni! Bir kıymık gibi batardı içime, içime, Acırdı etim kemiğim, Acılarıma sürdüğüm gülüşlerinle azalırdı ağrılarım. Sınırları olmayan düşler kurardım, Nutku tutulmuş hayallerimle sevdalıydım sana. Kuraktı gözlerimdeki Baharlar! Kirpiklerimin türkülerinden dökülürdü ağıtlar, Hep bundandı göçmen kuşlar gibi oluşum! Biraz yalnızlık istiyordum oysa hepsi bu, Yüreğime büyük gelen düşlerimle. Geniş çaplı yaralarımı, İcat edilmemiş mütevazi aykırılıklarla, Şafağa hasret umutlarımla sarıp sarmalardım. Kıraç iklimlerin hırçınlığı, Temmuz karasının gülüşüydüm. Hudutsuz bir kentin aykırı düşleri, Lanetlenmiş inançların öldürüp dirilttiği hasreti, Buram buram krizantem kokusuydum. Kozalak ateşinde demlenen çayın sıcağıyla; İçilirdi Pir Sultan şiirleri. Kutsal bir sevdaydı bu, Sonra Yunus olurdu çisem çisem. Sevgi ile bakardık geceye, Sürgün edilmiş bir töreydi aşk. Ve aşka dair düşlerimiz devrimdi her zerremizde. Şimdi ben sana; Bahar’ın mor çiçeklerine karışmış, Papatya öyküleriyle tutunuyorum! Keşke, Benden önce, Benden sonra, Sol yanına düşmüş bütün inancınla sevseydin beni! Zulamda, küflenmiş anılar, Yaşanan onca sarsıntılı haksızlıklar, Dağınık hayatlar, Sevdalanmak adına herşey, Bahara adanmış yasadışı sevinçlerimiz kaldı. Yüreğimin şark sürgünü; Aklımdan fikrimden zihnimden atıyorum seni. Ve gidiyorum! Gitmekse insanın sadece kendini terketmesi oluyormuş, Anladım. Ve boş verdim. Bir de; Keşke özlemlerin, Salkım salkım Temmuz kokmasaydı! Öyle işte Öyle #Peri #Feride #Özbilge 18.06. 2024 |
Ve
Harika emek yüklü dizeler.
""Kuraktı gözlerimdeki Baharlar!
Kirpiklerimin türkülerinden dökülürdü ağıtlar,
Hep bundandı göçmen kuşlar gibi oluşum!
Biraz yalnızlık istiyordum hepsi bu,
Yüreğime büyük gelen düşlerimle.
Geniş çaplı yaralarımı,
İcat edilmemiş mütevazi aykırılıklarla,
Şafağa hasret umutlarımla sarıp sarmalardım.
Kıraç iklimlerin hırçınlığı,
Temmuz karasının gülüşüydüm.
Hudutsuz bir kentin aykırı düşleri,
Lanetlenmiş inançların öldürüp dirilttiği hasreti,
Buram buram krizantem kokusuydum. """
Yüreğinize kaleminize sağlık.