DİZİLERİM
Bazen kendi kendime acaba diyorum. Bilinçli olarak mı, bu dizileri böyle zararlı şeyleri öğretmek için mi? Çekiyorlar. İnsanoğlu çiğ süt emmiş derlerdi eskiden, şimdikiler pastörize süt, eşek sütü, keçi sütü birde yapay meme ile besleniyorlar. Şimdi ne olacak halimiz, pek besiliyiz ama hastayız. Birde dizilere hastayız. Bizde “DİZİLERİM” diyoruz. Diyoruz.
D İ Z İ L E R İ M kitap okumayı, çok isterim, çok da güzel yemek yaparım, ah olmasa şu dizilerim, hiç kaçırmam, hep izlerim, çocuklarla oyunlar oynar, ders çalışırız, yürüyüşe çıkar, hemde koşarız, spor sağlıktır bilirim, ah şu dizilerim olmasa, hep izlerim, hiç kaçırmam, hareket berekettir bilirim, hazır yiyecekler zararlıdır bilirim, şişmanlatır, sağlığımızı bozar bilirim, ama! dizilerim, hiç kaçırmam, hep izlerim. ah o günlerim, vah o günlerim, gitti gider, altın günlerim, pasta-börek günlerim, illede dizilerim, hep izlerim, hiç kaçırmam, belki anneni-babanı üzdün, belki geleceğini unuttun, geçmişini zaten sildin, dizilerden, dizilerden, öğrendin modayı, bol bol boyayı, öğrendin kadınına, kocana ihaneti, öğrendin renga renk, yalanları, hileleri, dizilerden, dizilerden, dizilerim, dizilerim, hep izlerim kaçıramam, en güzeli benim dizilerim, hep izlerim, olmazsa dizilerim, ben ne izlerim, kaçırmaya hiç dayanamam, hep izlerim. Dizileri izlemekte yetmiyor artık. Şimdi de dizilerde ki gibi yaşamayı istiyoruz. Çalışmadan, alın teri dökmeden, para nasıl kazanılır bilmeden, her şeyin en iyisini istiyoruz. Yok, öyle bir dünya, varsa da bizim haberimiz yok. Dizilere aldan mayalım, kendi kuyumuzu kendimiz kazmayalım. Şükrü-kanaati bilelim. Haddimizi aşmayalım, yanlış yola sapmayalım, sonra dönmesi pek kolay olmuyor. Zaten dizilerin çoğu hayal ürünü, hayaller kurulur ama gerçekleştirebileceğimiz hayaller kurulur. Gücümüzün yeteceği hayalleri gerçekleştire biliriz. Yoksa hayal kurmak kolay, Binlerce hayal kurabilirsiniz, ancak çok azını gerçekleştireceğimizi unutmayalım ki, hüsrana uğramayalım. Sizlere bir misal: Kadının biri evli mutlu- huzurlu, keyfi yerinde günleri su gibi akıp gidiyor. Çocukları büyüyor. Bizimki de dizilere bir dalış yapıyor, nasıl olsa işler yolunda. Bir süre sonra bizim kinin huyu-suyu değişiyor. Dizide ki yaşantılara özeniyor. Başlıyor Kocasının kafasını ütülemeye, saçı zaten süpürge, Ütüsü de elinde ”Kocacığım dizilerde ki kadınlardan benim neyim eksik, Bende isterim onlar gibi, her aksam güller- çiçekler, bol bol iltifatlar, mumlu yemekler, güzel güzel elbiseler, Hem de son moda olsun ki gönlüm hoş olsun der. Kocası da hanım Onlar dizilerde oluyor. Sen gerçek hayata dön rica ederim. Zaten işte eşek gibi çalışıyorum. Kimin için çalışıyorum, çok da yoruluyorum biraz huzur ve dinlenmek istiyorum. Yorma beni, ne olur. Hanımı ısrarla isterim-de isterim der. Kocanın tepesini attırır. O da; Bak Hanım seni severim bilirsin, ama ille de dizilerim, onlar gibi yaşamayı isterim dersen İşe kapı orda, git de dizilerde yaşa, benim canımı da fazla sıkma kendine gel.” Derse ne olur? Huzurumuz bozulur, aileler dağılır. Ailelerin çoğu bu dizilerden, çok etkileniyor. Farkında mıyız? Maalesef diyoruz. Demek zorunda kalıyoruz. Çünkü şükrü-kanaati unuttuk. Haddimizi aşmayı marifet, Borçlu yaşamayı Yiğitlik sayıyoruz. Kendimizi hep kandırıyoruz. Madem yiğitsin neden borçlusun, Borç yiğidin kamçısı değildir. Borç yiğidin semeridir. Semerine binen seni istediği gibi kullanır. Senin de yüzün kızarır. Kızarmasın diyorsan yüzüm, Şükrün-Kanaatin olsun Yolun. İşte yolun “ ŞÜKÜR İLE KANAAT” Biraz zordur, sabır ister. Ama Huzur-Mutluluk, Bereket-Bolluk doludur. İsteyenin yoludur. |