sözler kifayetsizayrılan yollar zaman gözlerine sinsice sinmiş kara bulutlar örtmüş ufka sırtı dönük bakışları biraz sessiz biraz kendini benden gizlemiş kalp sorgulamaz aslında suskunluğun orta yerinde boğulmayı seçmiş şu tanımadık duygular bir ordu sanki dört yanı kuşatmış yabancılık var gidişinde unutulmuşluğun ilk bebek sesinde sözler düğümlendi boğazda nutkum tutuldu film gibi bir son bunu yaşamakta varmış mutlu bitmiyor gün baş eğik gözler tedirgin ayaklar parmak uçlarında toprağa basmadan uçuyorum korkusunda işte vedası anıların gitmeyin diyemedim sert olanı çarpıyor kıyılara dalgaların arıcı kuşlar gibi kelimeler anlaşılmaz uğultular kalbin duvarlarına çarpan hangi rüzgar kanadı bunlar bir çocuk edasında şaşkınlığım bir mevsimlik yağmur geçip oturmuş gözlerime sevmediğimden değil asıl çok sevmişliğim hatta çılgınca tutkularım gözlerimdeydi donup kalan yaşanmışlığım hangi gelişin dönüşündeyiz bilinmez uzaklarda bir yol akşam grubundan sonra atlılar tutmuş köprü başlarını sustum sadece özgürlüğe verdim uzaklaşan adımlarımı artık sözler kifayetsiz kelimeler anlamsız isyan teslim olmuş sıra sıra taşlara gözlerde ıslaklık neye yarar gizlice dalından uçtun ayaklandın artık sen gidiyorsun ... hilmi arsoy - tekirdağ 8.6.24 |