Gözlerinde Islanacagım
O günün karardığı, geceler gibiyim.
Ölüm kadar sessiz, bir masum çocuk kadar kimsesizim. Ahh, o çocukluğum. İçimde hüzün, Gözlerim de hasretim benim. Yoksulluğun ve yoksunluğun bitimsizligine doymuşum. Evet. Geriye dönüp, yeni baştan başlamak istiyorum. Çocuk olmak. Hiç oynayamadığım oyunları oynamak. Ne güzel olurdu, değil mi. Kırılan yüreğimi yeniden sarabilmek, Sevgiyle.. Ahh, Oysa, ne kadar imkansız istenclerim benim. Dağları aşıp giderken, onbir yaşında bir çocuk. Okul okuyup, kurtulacaktım hayatın zorluklarından. On baş ev halkı. Ekmek bulsan, aşı eksik. Aşı bulsan, ekmek yetmez.. Ne etsen, kimse bilmez, Tüter acı dumanı, bacanın.. Ben korkularımı okul yollarında yitirdim. Saatlerce dağları aşıp, giden yollarda. Bitirdim. Aklımda bir tek okuyup adam olmak vardı. Bir de sen, sevgilim. Bir de sen.. Yoksul çocuğun, sevdasi sende. Sen bilmesen de.. Zamanı geçmiş eskimiş ayakkabılarimdan, Emanet gibi duran hırkamin, isitmayışı cabası.. Kulaklarımda kalan tek şey, Kurt ulumalarının yankısi kaldı. Korkularımdan geriye.. Hiç çocuk olmadan büyüdüm.. Büyümek, ne büyük cümle.. Çocuk yaşta, büyük sorumluluklarim oldu. Altında ezildiğim. Yüküm bedenimden ağır oldu.. Ses verdim, sesimi duyan olmadı. Haykırışlarım sessizdi benim. Sevdalarım hep gür oldu.. Bir memleketimi çok sevdim. Bir de seni, Sevgilim. Kırdılar sevdalarımdan. Onun için tutmadı kol kırığım. Onun için umutlarım yarım kaldı. Sevdalarım gibi.. Kendi kendimi avutmayı öğrendim, Ağıtlarımı duyan olmadı, benim.. Şiirlerimde, dize dize dile geldi acılarım.. Hayallerim kadar büyüktür benim. Hayal kırıklarım gibi. Kimsesiz sokaklar da, avare dolaştığım. İşsiz güçsüz günlerden, geriye bir tek sen. Sıcak ekmek kokusu gelirdi, tandirlardan. Şimdi ekmekte kokmuyor sevgilim. Senin kokun gibi.. Hani, derler ya; dünyayı getirip koysalar önüne; cenneti isterler. Benim hiç dünyam olmadı ki. Verselerdi, dünyamı bana. Şöyle, kedersizce gülebildiğim . Cennet sizin olsun.. Çocukça elinden tutup, taniştırabilseydim, Anneme, babama sevgilim diye.. Ahh. Ah. Nerede o çocuk. Sevinçlerim oldu elbet. Hüzünlerim en çok oldu. Şimdi mutlu bir çocuk görsem. Anne babasıyla, imrenirim ona. Belki de çocukları çok sevişim ondandır. Bir çocuk görsem, başını okşarım. Mutlu olsun isterim. O gülünce, bende gülerim. Çocukluğum güler benim. Sekiz kardeş, anne baba on eder. Söylesem yetmez kelimeler, Yazsam bizim köye yol eder. Acılarım sıcaktır, değdiği yürekleri köz eder. Kış görmemiş evde, sıcak sobası yanar. Bilmez ki, soğuk değmemiş eller; Ayazda üşüyene söz eder.. Biliyorum, Satır satır yaşadığın hayatı. Cümle cümle yazamıyor insan. Yazları da kışları kadar, çetin geçen coğrafyada doğmak; Bir kader olsa gerek. Kader, bizim değiştirme imkanımızın olmadığı şeydir. Ya, yoksulluğa. Ya yoksunluğa ne demeli. Çaresiz günleri yaşıyorsa insan, İşte en zoru.. Sevdasında da üşüyormuş insan. Hem de mevsim bahar olsa da. Mevsim bahar, yüreğimde kış. Sevgilim. Çığlığım rüzgara değdiği zaman. Rüzgarlar getirir sevdamızı.. Bu bomboş dünyanın, anlamsızlığını. Kırık dökük sevdalarını topladığında. Sevdaya üşüdüğünü anlayacak, Gözyaşlarını tutamayacaksın. Çocukluğuma değecek damlaların. Gözlerin de ıslanacagım. Sevgilim.. * -------------Haydar ATA -- |
Saygılar sunuyorum 🙏🏻