0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
289
Okunma
BİR GARİP DAYI
Bir yaşlı dayı vardı;birlikte iş yerinde.
Vurduğunu devirir,hep silahı belinde.
Çok yokluk çekmiş idi;çocukluk yıllarında.
Hamallık bilezikti;taşırdı kollarında.
Çalışmaktan bıkmazdı,iş onu hiç sıkmazdı.
Onu Mehmetten başka;hiç kimseler yıkmazdı.
Babadan kalma bir kaç;dönüm fıstık kalmıştı.
Üstüne çalışarak;bir evde o almıştı.
Şerefli bir insandı;ne çalar ne çırpardı.
Hakkına göz dikenin;kıyameti kopardı.
Kanaat ederdi hep;çoğunu aramazdı.
Çok ekmek tuz bölüştük;hiç beni kıramazdı.
Der’di yeğen şu Memo;belimi fena büktü.
Yıllarca yüklendiğim;yanında hafif yüktü.
Sevmeyeni yokmuydu;vardı hemde tonlarca.
Dayı hep kalp kırarmış;öyle imiş onlarca.
Hakkedene hakkını;vermeli yeğen derdi.
Kelle gitse korkmazdı;doğru lafı ederdi.
Pazartesi sabahı;sorduk ki yok yerinde.
Devrirmiş motorunu;kan birikmiş beyninde.
Bir hafta falan kaldı;sonrada kötü haber.
Gittik gömdük mezara;dost,akraba beraber.
Hiç güzel gün görmedi;bilenlerce dillenir.
Ecel gelmişse cana;organlar kilitlenir.
Sanki bir gün gibiydi;dört beş senemiz geçti.
Umulmadık bir anda; ölüm şerbeti içti.
Kimse güvenmesin bak;dünyada misafiriz.
Ölümü unutursak;en azılı kafiriz.
Mustafa yıldıztekin
5.0
100% (1)