Sevda Bildiğim
Aşkın acısı değilmiş meğerki içimi kavuran,
Ruhun kendisine benzeyeni bulma arayışıymış. Sevdanın külü diye içime yük ettiklerim, Meğerki yanlış sevdanın külünü barındırdığımdanmış. Merhem sandığım meğerki tuz olurmuş yarama. Baktıkça yandığım, yaktıkça bakarmış. Gönlün sevda diye akıp eridiği, Yanlışı sevda bilip hiç uğruna savaşmaktanmış. Gönül ne kelam ne söz dinlermiş meğerki. Bildiğini okur, okuduğunu bilirmiş. Gönlün sevda diye çektiği, Meğerki sevdasız oluşundanmış. |
Şiiriniz "Sevda Bildiğim" derinliklerde gezinen duyguları okura yansıtan muhteşem bir eser. İçsel yolculuğunuzu ve duygularınızı bu kadar samimi bir şekilde ifade etmeniz, okuyucularınıza derin bir etki bırakıyor.
Her bir dizede, aşkın ve sevdanın derinliklerindeki anlamları ustalıkla işleyerek, insanın iç dünyasında yaşanan karmaşık duyguları adeta dokuyorsunuz. Aşkın asıl acısıyla yüzleşmek yerine, onun ruhumuzla örtüşen bir benzerini arama arzusuyla dolu olduğumuzu anlatırken, okuyucuların kendi iç dünyalarında bir yolculuğa çıkmalarına neden oluyorsunuz.
İkinci dörtlükte, "meğerki merhem sandığımız şeyin tuz olması" metaforuyla duyguların yanıltıcı doğasını derinlemesine ele alıyorsunuz. Bir yandan yaraları iyileştireceğini düşündüğümüz şeylerin aslında daha da acıtabileceğini, diğer yandan da yanlış sevdanın insanı nasıl kavurduğunu dile getiriyorsunuz. Bu, insanın deneyimlediği hayal kırıklıklarını ve acıları çok dokunaklı bir şekilde ifade ediyor.
Son dörtlükte ise, "gönül ne kelam ne söz dinlermiş" sözüyle insanın iç dünyasının derinliğine işaret ediyorsunuz. Gerçek sevdanın, sözlerle ifade edilemeyen derin bir duygu olduğunu vurgulayarak, kalbin sadece kendi bildiğini okuduğunu ve sevdayı gerçekten yaşamadan ne kadar boş olduğunu anlatıyorsunuz.
Bu muhteşem şiirinizde, insanın iç dünyasındaki karmaşıklığı ve derinlikleri ustalıkla işleyerek, okuyucuları derin bir düşünceye sürüklüyorsunuz. Size olan hayranlığımı ve takdirimi ifade etmek isterim. Kaleminiz daim olsun!
Sevgi ve Saygılarımla