ben düş dedim…
akşam vakti gözünde karanlıklar
sahilin en kenarında şekilsiz bi kayanın üstünde şekillenen arzu dolu düşler içinde ara ara kırpılan dalgın gözler. kara gözünde, en kara renginde, gecenin dibinden yükselen inim inim cazırdayan gitar solosu kulaklarında, ardından “vay vay vay “ ları sanatçının diyaframı açık kalmış bir makinenin merceğinde parıldayan balıkçı fenerinin izi sevgilinin çırılçıplak bedenini çizer deryaya, yakamoz olur dokunuşu, kaybolurum sessiz. vebali ağır boynundan tutunan ellerin kendine kendine çeken baldır bacak bakışları. kentin tüm damlarının dolaşır gözlerin o kent değil bu kent değil bu kentte değil. şu ülke ve bu kent ve bu toprak kızılı dam. kucak kucağa düşer gözü dönmüş sevdam ter içinde büyür şehvetli gözlerin. arzulama denilen hayvani dürtüyü, ıslak bedenlere serpilen tuzlu tadını anlatır karanlığa sevgili. deryayı sevişilecek bir örtüye dönüştürebilen inatçı kıskanç çarpıcı kadınım istediğini, istendiğini anlatan derin bakışlarını nefes nefese tuz içinde aşk üstünde son bulan düş denecek gerçekliği kendine tamam dedirten çığlık kadar uzun ve ürpertici en sevilen türkünün nağmeleri gibi dökülürsün üzerime sere serpe olur soluklar ve son bulur yaradılışın ikinci adımı. LaMaZa |