Yeşil Uykulu Morpheus🌱
Yeşil uykulu Morpheus’la
Kalbimin iç duvarında Beylerbeyi romanında oturuyoruz. Hayallerimi sessiz bir gemide yüzdürüyor. Yanan Marmara’nın ateş sularında Kopçik küpemle ortasına doğru gidiyorum. Üstümden bir vapur geçiyor. Ona aşık oluyorum. Morpheus saçlarıma martı nefesi sunuyor. Tamam şimdi geldim derken Kuş bakışının bir anlamını getiriyor. Mektup taşıyıcısı karınca Ağzında elma ağacının kokusunu bırakıyor Beşiktaş önünde bulunan elbiseli rüzgarlara. Koku muhteşem yüzyıl içinde Devri alem yapınca Sessiz bir şarkı taşıyıcısı Kulaklarımızda yüzüyor ve gülüyor. Shiva kanaviçelerim Denizin içinde gülme krizi geçiriyor. Kriz sularında Galayı fazla kaçırmış Su altı maybel ın the bonerisa konserinde Yeşil işlemeli kalbimin anahtarı kapatılıyor. Kapanış sırasında ağızlarında Ekmek kırıntısı taşıyan balıklar terzilere uçtu. Yeşil işlemeli kalbimi Şalter Sainthood da görücüye çıkarıyor. Gri damarlarım Denizin dibinde ki Fay hatlarına süresiz sürgün ediliyor. Dipten kaçanlar Ateş peygamberleri ve boğulma garantisi veren Balıkların Tanrısı ile karşı karşıya kalırlar. Sakın buraya atlama, Lorenzo! Dalgalar ateş peygamberlerini ve balıkların tanrısını yedi. Uyan! Yeşil uykulu Morpheus! Kalbimin tozu halının üstüne düştü. 🌱🧸 |
Şimdi Tanrı nasılsa, insan öyle olacak.
Tanrı Oğlu, Tanrı olacak
Tanrısallık eksilmeyecek. " dediğinde sen delisin demişler Lorenzo' ya... Masa başındakı kırk bilge halen tartışır durur ulan bu Lorenzo da kim oluyormuş deli midir nedir diye... Sevgimle değerli şair...