YAĞMURA HASRET
Sen yanımda olunca benden mutlusu yok
Sen yanımda ayrıldığında ise benden ölüsü yok. Yıldızlar mı gökyüzünü aydınlatıp süsleyen, Yoksa gözlerin mi beni aydınlatıp ufuklara doğru uzandıran? Bilemiyorum... Bilirsin ben hayata şekersiz çay içmem, içemem de. Çay şekerli olmayınca ne tat kalır ne de muhabbet... Çayı tamamlayan şekerdir, beni de tamamlayan sensin bir tanem. Ve sonra seni sebepsiz sever olduğun yerde sevinç gözyaşları dökersin. Şu aralar bende derman falan kalmamış gibi Ayakta duracak ne takatim var ne de mecalim... Nereye varacağım beli değil iken soluk soluk yürüyorum öylece... Bir ağaç bulsam gölgesinde oturup meyvesinden istifade edeceğim de etrafta tek bir ağaç, yeşillik yok... Sanki ağaç falan kalmamış her yer beton misali... Bir gün buralardan sessizce gideceğim Arkamdan tek bir iz dâhi bırakmadan gideceğim... Kafamdaki soru işaretlerinden kurtulmak için Gerekirse dünyanın öbür ucuna bile giderim... Bazen kendimi bir çöle benzetiyorum Yağmur tanesi değmemiş kurak bir yer... Yeşermeyi bekleyen bir ağaç misali... Sonunda bir çiçek gibi solup öleceğim!.. Sırtımda koca bir yük var artık kaldıramıyorum O yükleri kaldırabilmek için bazen vinç olmam gerekir... Yüküm o kadar ağırlaşıyor ki altında kalmaktan Kambur kalıp yatalak olmaktan korkuyorum... Ben derdimi galiba kimseye anlatamıyorum! Bir fenerim olsa karanlığa kafa tutacağım Görülüyor ki karanlık beni ebediyen yutacak. Güneş doğduğum memleketimi aydınlatmalı, Ardından gözlerim aydınlanıp gerçekleri kavramalı. Yağmur kurak ülkeme nehir gibi akmalı Yetişen bostanlar birbir hayat bulmalı Çiçekler, böcekler yaşamaya inat etmeli Yağan yağmur mahluklara ümit olmalı. | Ümit Çelik |