Sığmaz
Yan yana diziliyken getirdigim doğrular
Dağıtıp da dört yana saçmak insafa sığmaz Çabuk geçsin diyerek başımdaki ağrılar Avuç avuç hapları içmek insafa sığmaz Tecrübe ellerimde dururken boğum boğum Bir sancıyla başlıyor dünyadaki her doğum Hep karlarla kapalı erimez gönül dağım Soğuk diye engine uçmak insafa sığmaz Paslanmışken firekler kanatlı kapılarda Hatıralar hapsolur harabe yapılarda Sürüyorken atları diz boyu tipilerde Dolu dizgin geçmişten kaçmak insafa sığmaz Yanlış yolda atılan her adımı saymadan Yapılacak işleri bir sıraya koymadan Hiç dilek tutulur mu gökte yıldız kaymadan Karşılıksız sevgiyi açmak insafına sığmaz Anıları yığınla bir çuvala doldurup Sıra sıra gülleri susuzluktan soldurup En sonunda sahipsiz bırakarak yoldurup Sebepsizce bir sabah göçmek insafa sığmaz Çınar’ım yoldaşını ayırma sen yanından Mert adamlar bellidir damardaki kanından Sebepler çoğalınca benzer insan canından Yaşamadan dünyadan geçmek insafa sığmaz |