Memleket mi!
"Memleket mi, Yıldızlar mı,
Gençliğim mi hangisi daha uzak olan?" Diye yanarım, Nâzım misali! "Cep Delik, Cepken Delik, Yen Delik" Senin gibi beni de "Bu havalar Mahvetti"... Son iki yılında ağlarım yanıbaşında: "Yaş Otuz Beş" Diye diye! Sonra’ Can gibi "Hayatta en çok babamı severim"! Ağlasam, Ağlasan, Ağlasak" diye Ağlayan, Cemal Süreya’yla, sırt sırta oturup, Katılasıya Ağlarım! "Daha çok bağırsam, yakından duyulur mu" Daha çok bağırdım, Çığlık çığlığa! Özdemir Asaf’ı bastırırcasına... Bazen, "Çalılar" arasında Kır Çiçekleri toplarım, Reşat Nuri için... Bazen Oğuz Atay’ın Olrc’i olurum, bütün dertlerine ortak! Bazen "Sivas Ellerinde Sazım Çalınır" Şah’a doğru yürürüm, Daragacı pahasına! Bazen de, Şehriyar gibi "Heydar Baba" hasretiyle yanarım! Bazen bir İnce Memed olup, başkadırırım tüm ezilmiş halklar adına... Bazen"Köroğlu’nun terkisinde, meydan okurum, Bolu Beyi’ne! Bazen Mecnun gibi "Leyla Leyla diye diye, kızgın kumlarda yürürüm! Ferhat, Dağlara değil de sineme vursun Külüngü! Bazen de "Neyzen" olmak isterim, Hak edenlerin yedi sülalesine saydırmak için! Bazen de bir Sadegül olurum, "Zümrüdü Anka" misali küllerinden var olan! Sadegül Kılıç 10.03.2022 |
Sevince değilde terkedilince farkediyor kendini insan. öyle ya düşe kalka büyüyor çoçuklar.
Yollar yürümekle aşınmıyor, bir merhaleden bir merhaleye aşılıyor. Ömrünce kalabalıklar arasında yaşayan insan yalnız ölüyor. Gün batınca ay ve yıldızlar ortaya çıkıyor. Oysa hep aynı yerdeydiler.
Demek ki hayat bir güzelliğe kavuşmak için diğerinden vazgeçmek. Seviliyorsun, sevmiyorsun. Seviyorsun, sevilmiyorsun. Neden acaba. Gülümsüyorsun..
Neden olacak, fani şeylere gönül bağlıyorsun..da ondan.
... Bu hayat yolunda düşünmek ve görmek lazımdır ki,
seven de, sevilen de, sevdiren de yalnızca "O"dur.
Sevindirir diye ummamız işte ondan..!
Selamet ile.