Fıstığı yeşil kaldı
Nane yiyen yiyene, gel de şaşırıp bakma
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Yanlışı süsleyene, gel de lahavle çekme Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Medeniyet söylemli, daldan dallara konar Sofra görse kurulur, kaymağa bala banar Modernliği sorsan, baldır bacağı sunar Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Dini kesip biçenler, bilge uzman kesilir İnançla aldananlar, görsen nasıl kasılır Nalın, yanmaz kefenler, abartan arsa alır Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Mülk Allahın diyenin, kasasında tapu bol İnançla aldatmalar, yüzsüzlükte emin yol Milletin çeşmesinden, hadi küpüm hadi dol Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Çarşımız cıvıl cıvıl, ha deyince gezilmez Gösterişli dükkanlar, neler döner sezilmez Haksız kese dolduran, helal haramı bilmez Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Çarşıdaki han’ımız, en meşhur gözde handır Çatı katında kalan, sanır kendin sultandır Yemeyi çok severler, bin bir taam harmandır Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Handa cirit atanlar, türlü tuzlar kavurur Bilgelik taslayarak, okkalı laf savurur Hakikaten dem vurup, adalete gem vurur Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Kapıdan giremeyen duvarı oyar idi Mala bulup kendince bir güzel sıvar idi Hanın duvarlarını, çok renge boyar idi Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Hana gelip kalanın, kimisi çoban idi. Bazısı yüzük takar, pek çoğu yaman idi. Gelen burun kıvırır, gidenler hayran idi. Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı Yahya Koza |
Kahvaltıda kuş sütü, bizde yalnız pişili.
Koruma bir-iki değil, yüzlerce bol kişili.
Renkten renge büründük bukalemun misali.
Ormanlar yakılınca bir tek seçenek kaldı.
Üstadı selalıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.