Cennet Kokulu ÇayŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Allah’ın nimetleri çoktur / çay gibisi yoktur!” derdi bir arkadaşım…
Soğuk karlı bir kış günü İçin tir tir titriyor Bedenin buz tutmuş gibi Nefesinle ellerini ısıtıyor Güneşli güzel günlerin hayaliyle Yanıp tutuşuyorsun Gözlerini açmaya mecalin yok Sadece hafifçe aralayabiliyorsun O da ne Karşında cam bir bardak İçinde tavşan kanı çay Buharı göğe yükseliyor Bir de o çayı yudumladığını düşün Yeniden can bulursun alimAllah! Ölümden korkuyarsan, korkma İmanın var elhamdülillah Ölüm köprüsünden geçecek Kabir durağında bekleyeceksin Amel Defteri’ni sağdan aldığını Hesabı kolay verdiğini Mizan’da sevaplarının ağır bastığını Sırat’tan ışık hızıyla geçtiğini Cennet yurduna kavuştuğunu Tahayyül edebiliyor musun Kevser Havuzu’nun kenarındasın Rasül-i Kibriya (s.a.v) Efendimiz Mübarek avuçlarıyla Su içiriyorlar sana Ne büyük saadet değil mi Sonra yakuttan bir demliğe Su dolduruveriyor Efendimiz (s.a.v). Tebessüm ederek çay demlenmesini istiyor Anında çay hazırlanıyor Altından tepsiler içerisinde Gümüşten bardaklarla Servis ediliyor Alemlerin Efendisi’nin (s.a.v) izniyle Bardaklardan birisini alıyorsun O’nun mübarek simasına bakarak Cennet kokulu çayı yudumladığını düşün Ebediyyen bahtiyarsın alimAllah!... Yusuf Akkaya |