İSTANBUL
İSTANBUL
Göz değdi o nârin nazlı yüzüne Gem vuruldu, şirin, tatlı sözüne Seni bu hallere koyan utansın Dön artık, dön artık, şanlı özüne Ardında koca bir tarih yatıyor Altında şehidler, Fatih ağlıyor Eyüp Sultan Seni salih kılıyor Dön artık, dön artık, şanlı özüne Bizans’ın surları neden yıkıldı Şimdi sana kurşun, neden sıkıldı Bu halini gören deden yıkıldı Dön artık, dön artık, şanlı özüne Sarhoş naraları atıldı Sende Fuhuş yuvaları açıldı Sende Ne gezer gavurun, artığı Sende Dön artık, dön artık, şanlı özüne Maziden kopanda, İstikbal olmaz Kavgadan kaçanda, İstiklal olmaz Sancağı tutanda, izmihlal olmaz Dön artık, dön artık, şanlı özüne Ulubatlı Hasan, mezarda inler Şüheda feryatta, vahlarda diller Haykırır, yakarır toprakta binler Dön artık, dön artık, şanlı özüne Abidlerin banisi Sensin İstanbul Zahidlerin hamisi Sensin İstanbul Memleketin abisi Sensin İstanbul Dön artık, dön artık, şanlı özüne Ayasofya, Fatih, Süleymaniye Şehzade Paşadan, Yeni Camiye Çağırır Ezân-ı Muhammediye Dön artık, dön artık, şanlı özüne Peygamber müjdesi canım İstanbul İslamın rütbesi kanım İstanbul Her vakit, her yerde anım İstanbul Dön artık, dön artık, şanlı özüne İstanbul, İstanbul, aziz İstanbul Fethin unvanına haiz İstanbul Sahabe kokulu leziz İstanbul Dön artık, dön artık, şanlı özüne M. Fatih |