SONBAHAR KADINI
ben sonbahar kadınını severim...
eylülde erguvan bir yaprak gibi gelir konar bembeyaz saçlarıma... bana şiir yazdırır şarkı söyletir susturur konuşturur ağlatır... beni sinemaya tiyatroya şehrin varoşlarına ve salaş meyhanelerine götürür... kahkahalar atar ya da ağlar kızar bağırır etrafı hiç umursamadan... çünkü bilir ve hissettirir herkese ve bana beni sevdiğini kadınım olduğunu yanında benim olduğumu... dağılsın hüzün gelsin neşe coşku uzun derin bakışlar çabuk başlasın diye ilk kadehi fondipler... balığı elleriyle yer hınzırca bakıp kaşlarının altından kıkır kıkır çocuklar gibi güler... ikinci kadehin sonunda savurup sigaranın dumanını ’’n’apalım idare et be abi bu akşam böyle’’ der kırık sesiyle buğulu gözleriyle... anlarım o an aklından neler geçtiğini kinlendiğini ama yine de sevdiğini ve vazgeçemediğini... uzun uzun bakarım gözlerine okşayıp tutarım ellerini ve başımı günahlarımı hatırlayıp sessizce öne eğerim... kemal gürleyen |