BİZÖmrün cilvesine, süsüne kanıp... Aslında hep hava alıyoruz biz. Mızrapla, perdeyle eğlendim sanıp... Saz değil ömürden çalıyoruz biz. Dolanmadan boyna kefen denen bez... Hele gönül biraz daha dolan, gez. Yirmi dört saatte belki elli kez... Garip hayallere dalıyoruz biz. Şahsi çıkar için sararıp, solup, Nice güzelliği kökünden yolup, Geçici konağa misafir olup... Burada kaç dakka kalıyoruz biz ? Kulda yok olunca ahret bilinci... Hem haset oluyor hemi de kinci. İhlas ve takvayken ömrün sevinci... Sefahat’a selam salıyoruz biz. Gençlik elden gidip yitmez sanarak ! Yaşam devam eder bitmez sanarak ! Dünyaya gelenler gitmez sanarak... Arzın dört yanını talıyoruz biz. Ağustos sıcağı dona eriyor ! Yaratılan her şey ONA eriyor ! Cumali devirler sona eriyor... En son avuçları yalıyoruz. |
Çok etkileyici bir anlatımı var, tebrik ederim.