Tahammülsüz Sınırlarsarıldı herkes derinlerdendi hemde lakin saramadılar yarayı sararmışsın, solmuşsun denildi niye bu kadar zayıfladın ki..? diye de eklendi eksilenleri hesap etmeden düşüncesizce savruldu zemheri soğukları İstemsizce... . . . tahsil etme hissi uyandı ansızın alındı yoklama devamsızlık sınırda pek a sınıfı değildi notlarda pekâlâ göz yumup pekiyi verilebilirdi elbette kim bilir belki de sınıfta bırakılırdı çift dikiş olunca dikişi de atmazdı mezun etmeliydi ya da kırmızı kurdeleyi takıp vermeliydi dip/lomasını eline . . . bulmalıydı dünya’dan uzak soluk almalık bir yerler soluksuzca seviştiği ruhuyla Y A D A yola çıkmalıydı derviş misali hafi ne satacak aklı vardı ne de akla yatan bir tezgah bulabildiği pazar yeri azığıydı annesinin astımlı nefesi uzun ince bir yolda bulunurdu belki de kaçırılan hevesi... . . . bırakmalıydı düşünmeyi ince ince boşlukla daha ne kadar boğuşulabilirdi inceldiği yerden kopması beklenmeliydi hem zaten gel alda fiyatıyla cezbeden bir pizza da değildi mutlu edemezdi ya herkesi... . . . |