Bab-a Figürü...Vaktin hiçliği gösterdiği zamandı... Kadife kanatlarıma dolanan rüzgar tedirgindi hayli Şaman dilbere Dudak mesafesindeyken Horus gözüm Havalandırmaya çıkardığı Epifiz bezleri takıldı Kuzgun gagama Tanrı’nın Acıdı özüm! Lal oldu sözüm Al aldı yanakları *dilberin Avuçlayabilir miydi metamorfik kayaçlarımdaki başkaldırıyı kum tepecikleri kerteleyen minicik elleri ? İtiraf edebilir miydi Çapraz sorgusunda Tindeki yalnızlığa isyan kaçamağını sorgucularına? Vaktin hiçliği yeniden göstereceği o zamana... Şaman dilber; En ölümcül sırlarımı Sawarovski taşlarla bezediğim Kuzgun yatatağımda zerk edeceğim Hastalıklı rahmine G-özlerinin Tanrı *parçası *feri Terk ediyorken bedenini yarılanmış g-öz kapaklarından Ateş çağlayan debisini hissettireceğim Kasıklarında Cocytus’un ( Kokitos) Ve Kaynağı doyumsuzluğumuz sebepli her molamızda Bir sihirli hap da yuttruracağım en mavisinden Müstehcen şiir sohbetlerimize takviye militan... (Yıldıray Kızıltan) - Notafor - Kutsal göklerden nur inmez Uzun gecelerinde bu şehrin. Fakat bir ışık ürkünç denizden Süzülür yükseklere sessizce. Aydınlatır uzak ve özgür tepeleri Kubbeleri, sivri kuleleri, kral saraylarını Mabetleri, Babil’inki gibi surları Yontulmuş sarmaşıkları ve taş çiçekleriyle Unutulmuş karanlık köşkleri... Keman, menekşe ve asma bağlarıyla Tezyin edilmiş muhteşem türbeleri... (Edgar Allan Poe) |
Olabilirmîş ismi değerli şair
İlhamların hep sanatla kolkola yürüsün