YAŞ OTUZ BEŞ DEĞİL ARTIKYAŞ OTUZ BEŞ DEĞİL ARTIK Ne zamanı geri getirmek mümkün Nede yaşamak şimdi.. Kıymetini bilmediğimiz ne güzel günlermiş meğer.. Hani diyor ya şair : “Haydi Abbas..kur çilingir sofrasını” Ne çilingir kaldı… Ne o eski sofralar şimdi Ne o eski sakiler var … Nede eski sarhoş narası Artık ne sofra kurmak kolay … Nede ekmek parası Çünkü ekmek aslanın ağzında değil artık Ekmek aslanın karnında yani taa midesinde Onun için sevmekte zor geçimde “ yaş otuz beş değil ortasında değiliz ömrün geçtik yolun yarısını…” Meğer ne kadarda haklıymış usta Ne umuduna yatılan düşler kaldı artık Nede gençlik sevdası Yani bizim için de aynı hikaye Bizim içinde bitti yolun yarısı … Hani “ömrümüzün son demi…son baharı ” Diyerek başlayan şarkıda olduğu gibi Yani bizim içinde vakit akşam olmakta Ömür denen süre bizde de artık dolmakta Yada .. Sibel Can ının dediği gibi Kimin nereye sakladığı belli değilken yaşanmışlıkları “ çatıya saklanan radyo ” da kalıyor hatıraları aşkları Hey bre deli gönlüm hey Görüyor musun göçmen kızı Yıllar sonra da olsa hayli bile çok güzel şey Önünden geçtiğim şu penceresi açık İçinde kimlerin oturduğu bilmediğim yeşil boyalı ev yaşanmışlık yıllarıma ait hatıraları yaşatırken bana Yine depreşti yaralarım içimde uyandı koca bir dev Ahhh o lise yılları..ahh o hatıralar.. Acısıyla tatlısıyla Yozgat lisesi pansiyon binası Abbas ağanın kahvesi Çamlığın havası Hatıralarda şimdi eski püskü bir albüm arası Buram buram sen kokuyorsun biliyor musun canısı KAŞİF KANİ ERTÜRK Eğitimci şair Sarıkaya şair ve yazarlar derneği başkan yardımcısı NOT ; Aşivden |
KNİSK tarafından 21.2.2024 12:30:06 zamanında düzenlenmiştir.