Anne
Anne
Toprağına gül değmiş Yüreğine yağmur Bir beden toprağa karıştıkça unutulurmuş Bir kaç dua Bir kaç damla tuzsuz gözyaşı Öyle ise neden bu sel yüreğimde akif tütüncü İki aşk arasında kalmışsın Camın yastıklığında Ağaçlar ilk sayfalarını çeviriyor Mevsim daha ilkbahar Çiçekler çalıyor mahallenin kapısını Kokuları koşuşturuyor ruhunda oynamak için Ayrıldığın sevgiliden hediye olarak geliyor ...Boğazındaki düğüm Bir ara balık tutma bahanesiyle kaçıyorsun Mavi gözlerine Avlanma yasağı vardır Yakalanıyorsun (Bizim gibi sıradan insanlara göre değildir avlanmak) Kalp atışının durgunluğunu yanına alıp Atışını evde bırakmışsın Hüzün En çok bize yakışır demişsin Lise yıllarına dalmışsın Hayatın başrol oyuncusu gibi hissetmişsin kendini Oysa dönem gençlik yıllarının romanlaştırıldığı yıllar değil Darbe yapılmış aşka Kalbin sokağa çıkma yasağı var Saçlarını kesmişsin Görüşlerin belli olmasın diye Kızgın gözükmeye çalışmışsın bütün fikirlere Yerine aşklarını koymuşsun Seni sevenle Senin sevdiğinle birlikte Kalbin senin sevdiğinden taraf Mantığın seni seveni yaralarının başucuna almış Oysa seni seven bedeninde hiç oturmadı ki (su gibi derin Su gibi coşkun Seni seveni Su gibi yıkmaya hazır bedenin) İki aşk arasında kalmışsın Kimi terk etsen Asıl terk edilensin akif tütüncü annem En zoru neydi bilir misin gidişinin Acılardan dökülmüş saçındaki Kurdeleyi çıkarmak Duydum ki ölmüşsün Yalnız bırakmışsın kelimelerimi Varlığında kolaydı yazmak gidişini Çocuk olamıyorum artık,dizkapaklarında Ne kadar ısıtmaya çalışsam da Çocukluğum üşüyor annem Ey acıların kadını Yatağını bırakmışsın baş ucumda Kokun titretiyor saçımın telini Varken kolaydı duyuluyordu sesinin acısı Yokluğunda daha mı acı sesinin duyulmazlığı Toprağında gül bitmiş Dönülmeye hazır hayallerin gibi İki çocukluydun İkisi de babalarının yüzünü görmeden yetim Bir kaç resim Bir kaç elbise Kaç resim kapatır ki babasızlığın özlemini Kaç elbisede bırakılan koku unutturur Kapıdaki tırnak izlerini annem Yıkılan binamızdaki İlk kurtardığımdın Resim resim Seccaden hala duruyor baş ucumda İlk gün gibi duruyorsun namaza Dua ediyorsun Tespih tanelerinin yolculuğunda annem İki gözlü toprak bir evdi yuvan Şimdi bir gözlü topraktasın Öncede odana yağmur yağar ıslanırdın Şimdi de ıslanıyorsun Öncede yalnız bir hayat çukurundaydın Şimdide yokluğun çukurunda Yine iki çocuğun var Yetimlikten çıkmaz sokağa mahkum akif tütüncü |
En zoru neydi bilir misin gidişinin
Acılardan dökülmüş saçındaki
Kurdeleyi çıkarmak
Duydum ki ölmüşsün
Yalnız bırakmışsın kelimelerimi
Varlığında kolaydı yazmak gidişini
Çocuk olamıyorum artık,dizkapaklarında
Ne kadar ısıtmaya çalışsam da
Çocukluğum üşüyor
annem
Aslında her satırı, beni mahvetti ama şu içinden seçtğim satırlar var ya. 😢
Yürekler farklı olsada acılar aynı.
Rabb'im gönül yangınınıza râhmet yağmurları indirsin.
Selâm,saygı ve dualarımla.